Yoğun haftada majör merkez bankalarından gelen faiz kararları odak olurken, piyasalar ağırlıklı olarak Fed’i fiyatlamış görünüyor… Piyasalarda BoE, BoJ ve Fed’in faiz kararlarının izlendiği haftada BoE ve BoJ faizlerde bir değişikliğe gitmedi. BoE’nin karar beklentilere paralel gelmekle birlikte, BoJ’dan daha önce Aralık ayında faizlerde artışa gidebileceği beklentisi hakimken, toplantı öncesinde piyasalarda faizlerde değişikliğe gitmeyebileceği algısı oluşmuştu. BoE, İngiltere’de enflasyonun sekiz ayın en yükseğine çıkması sonrasında yılın son toplantısında faiz oranlarını değiştirmeme yönünde adım atarken; piyasaların ekonomik aktivite ve fiyatlar üzerindeki etkisini değerlendirmek için beklemeyi tercih eden BoJ, Japonya’nın ekonomik faaliyetleri ve fiyatları konusunda “yüksek belirsizliklerin devam ettiğini” belirtti.

Fed ise beklentilere paralel 25 baz puanlık indirime giderken, noktasal grafikler ve Powell’ın açıklamaları piyasaları salladı. Fed kararı öncesinde zaten piyasalarda 25 baz puanlık faiz indirimi fiyatlanmıştı. Diğer yandan Fed’in 2025 yılına dair görece daha temkinli olabileceği beklentisi de öne çıkıyordu. Ancak hem Powell’ın açıklamalarının şahin olması hem de noktasal grafiklerde Eylül ayındaki 100 baz puanlık faiz indirimi (25 bps’den 4 faiz indirimi) yerine 50 baz puanlık faiz indirimine (25 bps’den 2 faiz indirimi) işaret edilmesi ve aynı öngörüye 2026 yılı içinde yer verilmesi piyasalarda dalgalanmayı artırdı.

Noktasal grafiklerde ayrıca enflasyonun Eylül ayındaki yüzde 2,3 ve yüzde 2,6 tahminlerine kıyasla sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,8′e yükseltildi. Eylül ayındaki projeksiyonlara kıyasla büyüme de yarım puanlık artışla yüzde 2,5’e çıkartılırken, işsizlik oranının daha önceki yüzde 4,4’ten yüzde 4,2’ye revize edildiği görüldü.

Peki Fed’in bu hamlesini nasıl okumalıyız? Öyle ki, 25 baz puanlık indirim beklentilere paralel olsa da, Fed’in projeksiyonları ve Powell’dan gelen mesajların şahin olmasını temelde iki nedene dayandırabiliriz. Bunlardan ilki, ekonomik büyümenin potansiyelinin üzerinde seyrettiği ve güçlü istihdamın öne çıktığı bir ortamda, hedefinin üzerinde seyretmeye devam eden enflasyona karşı Fed’in temkinli duruşu olduğunu söyleyebiliriz. İkinci olarak Trump’ın koltuğa oturduktan sonra uygulayacağı politikaların olası enflasyonist etkilerine karşı, yine Fed’in temkinli yaklaşımı olduğu ifade edilebilir.

Fed sonrası ilk tepki küresel borsalarda sert satışlar şeklinde görülürken, ons altın ve EuroDolar paritesinde aşağıya yönlü hareketler yaşandı. Dolar endeksi (DXY) ise 108 seviyesinin üzerini test etti.