Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2024'te yeni devreye aldıkları yatırımlara işaret ederek, "Onların da olumlu etkisiyle ihracatımızın yüzde 5 ile 10 arasında büyüyeceğini, üretimde ise 1 milyon 310 bin-1 milyon 450 bin bandında yani ortalamada 1,4 milyonluk bir üretim adeti öngörüyoruz. Bu açıdan da 2025 için hem ihracat hem üretim biraz daha yukarı çıkacak, beklentimiz o." dedi.

Eroldu, düzenlediği basın toplantısında, otomotiv sektörünün 2024 yılını değerlendirerek, sektörün geleceğine ilişkin öngörülerini paylaştı.

Geçen yılın birçok yatırımın açıklandığı ve devreye alındığı bir sene olduğunu dile getiren Eroldu, OSD üyelerinin çok önemli yatırımlarının 2024'te açıklandığını söyledi.

Eroldu, "Bunların içinde üyemiz olmayan BYD'nin Türkiye yatırımı var öncelikli olarak. Daha sonra Oyak Renault'un, Ford Otosan'ın ve Tofaş'ın yatırımlarıyla geleceğe biraz daha iyi bakar hale gelmiş olduk. Bu sevindirici, yani otomotiv sanayisi Türkiye'nin ihracat anlamında, ekonomik değer anlamında en önemli sektörü ve muhakkak yatırımlarına devam etmesi lazım." diye konuştu.

Otomotiv sanayisinin son 10 yılda 10 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirdiğini ifade eden Eroldu, 2024'te üyelerinin toplam yatırım harcamasının 1 milyar 165 milyon dolar seviyesinde olduğunu belirtti.

 "Hedefimiz, Türkiye'yi üretimde Avrupa üçüncüsü yapmak"

OSD Başkanı Eroldu, 2024'te üretimin önceki yıla göre yüzde 7 azalma gösterdiğini ve seneyi 1 milyon 365 binle kapattığını bildirdi.

Geçen yıl, rekor sene olan 2017'den 330 bin adet eksik durumda olduklarını anlatan Eroldu, şöyle devam etti:

"Yine de bu rakamlar önemli. Bu rakamların önemli olduğunu göstermek için de Avrupa'daki 11 aylık üretim rakamlarına bakmak lazım. Otomobilin doğduğu ülkelerden birisi olan İtalya'nın bugün, Türkiye'nin 1,3 milyonluk imalatına karşılık 530 bin civarında bir imalatı var. Keza Fransa, Türkiye ve Çekya da birbirine yakın imalat yapan ülkeler aslında. Türkiye burada üçüncülük ve ile beşincilik arasında bir pozisyona sahip. Şu anda bu son 11 ay itibarıyla dördüncü durumdayız ama Fransa ile de çok büyük bir farkımız yok.

Gelecek yıllarda da bizim hedefimiz Fransa'yı geçip Türkiye'nin Avrupa'daki üçüncü büyük otomotiv üreticisi olmasıdır. Dolayısıyla bu rakamların içinde bazen kayboluyoruz ve o rakamlar anlamını, değerini yitiriyor bir an için yalnızca sayı olarak görünüyor tabii. Ancak 1,4 milyona yaklaşık üretim yapmak, 2 milyon adetlik kapasiteye sahip olmak bunlar aslında dünya ölçeğinde son derece önemli rakamlar, önemli değerler."

Eroldu, üretimdeki düşüşle memnun olmadıkları bir diğer konunun da Türkiye'deki toplam kapasite kullanım oranı olduğunu ve bunun da 2024'te yüzde 70 seviyesinde gerçekleştiğini kaydetti.

Kapasite kullanımının aslında maliyet rekabetçiliğini de olumsuz etkilediğini vurgulayan Eroldu, "Zaten ülkedeki makroekonomik dengelerden dolayı oluşan bir rekabet kaybı var. Bunun üzerine bir de kapasite kullanımında düşüklük olduğu zaman bu rekabet kaybı daha da büyüyor. Bu açıdan özellikle bu zorlu yıllarda bu kapasite kullanım oranının yukarı çıkmasını son derece destekleyici ve önemli buluyoruz." şeklinde konuştu.

 "Üretimdeki azalmanın sebebi iç piyasadaki yerlilik oranının azalmasından kaynaklı"

İhracatın ise adetsel olarak 2023'ün paralelinde olduğunu söyleyen Eroldu, aslında üretimdeki azalmanın, iç piyasadaki yerlilik oranının azalmasından kaynaklandığına dikkati çekti.

Eroldu, 2024'ü ihracatta adetsel olarak 1 milyon 13 binlik bir sonuçla kapattıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Burada da üretimde olduğu gibi aslında rekor adetlerimizin 300 bin mertebesinde gerisindeyiz. Ülke ekonomisinde tabii ki ihracat önemli. En önemli hedeflerden biri Türkiye'nin ihracatının büyütülmesi. Bu konuda da otomotiv sanayisinin, sektörünün ne kadar destek olduğunu görüyorsunuz. Bu aslında bir rekor, 37,2 milyar dolarla kapatıyoruz. Bu geçen seneye göre Amerikan doları cinsinden yüzde 6 büyüme demek. Bizi takip eden diğer sektörlere baktığımız zaman aramızdaki farkın açıldığını hatırlayacaksınız. İki sene önce kimya sektörü otomotiv sektöründen daha fazla ihracat yapmıştı ama şu anda otomotiv toplam ihracatın yüzde 16,5'ini yaparken, kimya sektörü yüzde 13,6'sını yapıyor. Dolayısıyla 3 puanlık bir fark oluştu. Farklı bir şekilde otomotiv endüstrisi Türkiye ekonomisine en büyük ihracatı getiren sektör konumunda."

 "Çin ile olan ticaret dengesizliği sadece otomotivi ilgilendiren bir konu değil"

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, küresel otomotivdeki gündeme değinerek, çok tartışılan, üzerinde konuşulan üç konu olduğunu belirtti.

Bu konulardan birinin elektrifikasyon süreci olduğunu anlatan Eroldu, bu konuların, Avrupa'da devredeki emisyon azaltım hedefleri ve 2035'te sıfır emisyona geçiş ile Çin'in dünyadaki bütün otomotiv dengelerini altüst eder şekilde hareket ederek, kendisine öyle bir pozisyon hazırlaması olduğunu söyledi.

Eroldu, "Elektrifikasyon süreci Avrupa'da bir yandan baktığımız zaman hükümetler, Avrupa Birliği merkezi organları bir yön verdiler ama arkasından yatırımların tam olarak tamamlanmadığını görüyoruz. Çünkü şu anda Avrupa'da özellikle şarj noktası konusunda olması gereken değerlerin çok altında bir durum var. Dolayısıyla yaptırım yapılması lazım. Bir yandan otomotivcilere 'elektrikliye geçin' derken, bir yandan bu altyapının yapılması konusunda yeterli çabanın gösterilmemesi tabii ortada bırakıyor." dedi.

Çin'in resmi kaynaklara göre kapasitesinin 48 milyon olduğunu aktaran Eroldu, dünyadaki otomotiv talebinin de 90 milyon civarında olduğunu kaydetti.

Eroldu, "Çin tek başına 'O rakamı ben yapacağım' diyor. Bu ister istemez çok büyük bir ticaret savaşına yol açacak ama tabii Çin ile ticaret dengesizliği sadece otomotivi ilgilendiren bir konu değil. Türkiye ile Çin'in genel ticaret dengesi inanılmaz bozuk. Biz 100 liralık alıyorsak 7 liralık mal satıyoruz Çin'e. Zaten ABD ile Çin arasında yaşanan bütün gerginliğin sebebi de bu değil mi, sonuçta bu dengenin bu kadar bozuk olması. Bunun aslında dünya çapında bir düzene girmesine ihtiyaç var ama bunun etkileri yalnız otomotivde değil, her sektörde olacak. Bugün otomotiv sektörü hem Avrupa'dan hem Çin'den etkilenirken, tek etkilenen sektör değil." şeklindeki görüşünü paylaştı.

 "İhracatımız yüzde 5 ile 10 arasında büyüyecek"

OSD Başkanı Eroldu, 2025'te Türkiye otomotivinin gündeminde iki konu bulunduğunu, bunların üretim rekabetçiliğinde aşınma ile kapasite kullanımının artması başlıkları olarak öne çıktığını dile getirdi.

Kapasite kullanımının azalmasının bir maliyet unsuru olduğunu belirten Eroldu, şöyle devam etti:

"Sizin 100 liralık masrafınız varsa, 100 lirayı 100 araca bölmekle 60 araca bölmek arasında bir fark var. Birisinde 1 lira çıkıyor diğerinde 1,5 lira çıkıyor basit olarak. Bunun yolu da bizim iç pazardaki yerli payının artırılması. Bunun için de aslında hükümetin de birçok destek olmaya çalıştığı konular var. En son biliyorsunuz, engelli araç ÖTV muafiyetinden yalnızca yerli üreticilerin ürettikleri araçların kapsama alınması konusu oldu, önemli bir adım. Tabii iç pazardaki yerli payının artırılmasının ana konusu ise 2022'den beri değişmeyen ÖTV matrahlarının tekrar günün gerçeklerine uygun bir şekilde güncellenmesinden geçiyor."

Eroldu, 2025 beklentilerine ilişkin, "Biz ne bekliyoruz? Biz otomotiv sanayi olarak mevcut elimizdeki işlerin ve 2024'te yeni devreye aldığımız yatırımların da olumlu etkisiyle ihracatımızın yüzde 5 ile 10 arasında büyüyeceğini, üretimde ise 1 milyon 310 bin-1 milyon 450 bin bandında, yani ortalamada 1,4 milyonluk bir üretim adeti öngörüyoruz. Bu açıdan da 2025 için en azından işlerimiz anlamında hem ihracat hem üretim biraz daha yukarı çıkacak, beklentimiz o." ifadelerini kullandı.

"Ülke menfaati açısından baktığınız zaman ülkeye yatırım gelmesi çok olumlu"

Eroldu, Çin'deki markaların Türkiye'ye yatırım söylentileri anımsatılarak, 2025'te ülkeye yatırımın hızlanacağı ve bunun üretimi nasıl etkileyeceği yönündeki soruya, şu yanıtı verdi:

"Bence buradaki üretimi olumlu etkileyecek. Sonuçta bakın bir Meksika örneği var değil mi? Bugün Meksika 4 milyonun üzerinde üretim yapan bir yer. Türkiye'nin de üretiminin büyümesi bütün oyuncuların rekabetçiliği anlamında iyi bir şey. Çünkü herkesin ölçeğini artıracak. Şimdi ülke menfaati açısından baktığınız zaman bu ülkeye yatırım gelmesi çok olumlu bir şey. Yeni oyuncuların teknolojik olarak bir takım yeni teknolojiler ülkeye getirmesi açısından çok olumlu. İkincisi de ülkedeki ölçeği büyütecekleri için çok olumlu. O zaman Türkiye'ye bir sürü bugün olmayan tedarikçi gelebilir, Türkiye'de daha rekabetçi üretim olabilir. Dolayısıyla burada bir yumurta, tavuk ilişkisi var. Yani onların gelmesinin Türkiye'ye hiçbir zararı olmaz. Biz o açıdan otomotiv sanayisi olarak çok destekliyoruz."

Kısa vadede ÖTV düzenlemesi isteyip istemedikleri sorusunu ise Eroldu, "İstiyoruz, beklemiyoruz." şeklinde yanıtladı.