ABD başkanlık seçimlerinin ekonomik sonuçlarına dair tahminler

Bu raporda Amerikan başkanlık seçimi muhtemel senaryoları kapsamında oluşabilecek ekonomik etkilerini ve bununla beraber etkilenecek sektörleri ve hisseleri ele alacağız. Aşağıdaki özet tabloda görülen 4 farklı senaryoda olası sonuçları konuşacağız.

Seçim sonucu tahminlerinin birbirine yakın seyrettiği durumda sonuç ne olursa olsun, ekonomi bir sonraki başkan ve Kongre tarafından yürürlüğe konacak politika değişikliklerinden destek alacaktır. Halihazırda iyi göstergelere sahip olan ABD ekonomisine siyasi kanattan da destek gelmesi işleri oldukça yoluna sokacaktır.

Yukarıdaki 4 senaryo üzerinden makroekonomik tahminlere tek başlarına baktığımızda reel GDP büyümesinin ve genel ekonomik görünümün, Trump zaferinde kısa vadede özellikle icra emirleri (“executive orders”) aracılığıyla hızlıca alınacak kararlarla daha çok etkilenmesini, Harris zaferindeyse Biden yönetiminin patikası takip edileceği için daha uzun vadelere yayılmış değişimler bekleyebiliriz. Ayrıca Trump’ın vaat ettiği gümrük vergilerini artırma ve göçmenlik karşıtı tutumu ABD ekonomisini negatif etkide bulunarak uzun vadede pozitif görünüme zarar verebilir. Bu da FED’in ileride atacağı adımların farklılaşması anlamına gelebilir. Ancak yüksek faiz ortamı şirketleri eskisi kadar korkutmadığı ve etkilemediği için bunun ekonomide ciddi sorunlar yaratmasını beklemeyiz.

Başkanlık ve Kongre’nin kazananı, 2025 sonunda sona erecek olan bazı vergi indirimleri ve Enflasyonu Düşürme Yasası (Inflation Reduction Act) gibi yasaların uygulanması konusu, ABD endüstrileri için en önemli politika etkenlerinden biri olacaktır.

Kongre’de yasa çıkarmanın zor olduğu bir ortamda- her iki meclis de bir partinin kontrolünde olsa bile- bir sonraki başkan, bankalar için sermaye artırımı, otomobil üreticileri için elektrikli araç vergi kredileri ve internet sağlayıcıları için geniş bant kuralları gibi düzenleyici geri dönüşler veya standartların iyileştirilmesi yoluna gidebilir.

 Seçimin Olası Sektörel Etkileri

Finans

Harris’in kazanmasıyla birlikte, büyük ve bölgesel bankalar 2025 yılında sermaye artırımı ve borç ihracı konusunda yeni kısıtlamalarla karşılaşabilir. Basel III’ün son aşaması olarak adlandırılan ve bölgesel bankaların uzun vadeli borç ihraç etmesini öngören 2024 tarihli iki kritik tasarı bu yıl sonuçlandırılamayabilir ve Harris’in zaferi bunların uygulanması açısından kilit önem taşıyor. Trump’ın kazanması senaryosunda ise özellikle yürütme emirleri aracılığıyla deregülasyonlar gelebilir ve başta bölgesel bankalar olmak üzere finans kuruluşları bundan faydalanabilir. 2023’te yaşanan bölgesel bankacılık krizi sonrası gelen regülasyonların hafifletilmesi kısa vadede pek mümkün görünmese de başta FED’den gelen ve gelmesi beklenen faiz indirimleriyle ve pozitif makroekonomik verilerle bu tarafın seçimden bağımsız olarak da fayda görmesini bekleriz. Doğrudan sektörel yatırım yapılabileceği gibi Western Alliance Bancorporation (WAL US) ve Zions Bancorporation (ZION US) bu tarafta değerlendirilebilecek hisseler. Yatırım tavsiyesi olmamakla beraber SPDR S&P Regional Banking ETF (KRE US) bünyesinde bölgesel bankaları barındırmaktadır.

Teknoloji

Özellikle “Muhteşem Yedili” olarak adlandırılan büyük teknoloji devleri için Federal Ticaret Komisyonu antitröst masasının nasıl hareket edeceği önemli olacak. Başkan Biden antitröst yasalarını agresif bir şekilde kullanmış ve en büyük 5 teknoloji şirketine karşı davalar açılmıştı. Seçimi kim kazanırsa kazansın bu durumun devam edeceğini düşünürüz. Seçimi kazandığı takdirde Harris mevcut düzeni korumaya yatkın olacaktır ve Trump ise yardımcısı J.D. Vance ile belirttiği şekilde bu şirketlerin üzerine gitmeye devam edecektir. Bu davaların hisseler üzerinde ciddi baskı oluşturacağını düşünmediğim için portföylerde herhangi bir ayarlama önermiyoruz. İki tarafın kazanması durumunda da bu sektörde dramatik bir etki öngörmüyoruz.

Sağlık

Seçim sonuçlarından en çok etkilenecek olan sektörlerden biri sağlık. Demokratların iktidarda olduğu dönemlerde sağlık harcamaları yükselirken, Trump yönetimi altında azalacağını ihtimali oldukça yüksek. Demokratlar genellikle sağlık hizmetleri kapsamının genişletilmesi, ilaç fiyatlandırmasına ilişkin daha sıkı düzenlemeler yapılması ve Uygun Bakım Yasası’nın (Affordable Care Act) güçlendirilmesi yönünde baskı yapıyor. Bu durum hasta sayısını artırabilir ancak ilaç ve sigorta şirketleri üzerinde fiyat baskısı yaratabilir. Cumhuriyetçiler düzenlemeleri azaltmayı ve Medicaid ve ACA gibi devlet tarafından finanse edilen sağlık programlarında kesintiye gitmeyi hedefleyebilir. Bu durum büyük ilaç ve özel sigorta şirketlerinin lehine olabilir ancak düşük gelirli nüfusun sağlık hizmetlerine erişimini azaltabilir. Seçim sonuçları Pfizer (PFE), Johnson & Johnson (JNJ)Merck (MRK) gibi şirketlerin kar rakamlarının ileriye dönük beklentileri üzerinde ciddi etkiye sahip olacaktır.

2025’te sona erecek olan Obamacare programı eğer uzatılmazsa ki özellikle Trump yönetimi altında uzatılmama ihtimali oldukça yüksek, Centene (CNC) ve UnitedHealth Group (UNH) şirketleri gelirler kalemlerinde ciddi gerilemeler yaşayabilir. Harris yönetimi altındaysa başta bu şirketlere verilen yardımlar ve teşvikler en azından bir süre daha uzatılabilir. Obezite ilaçlarıyla yeni bir pazar açan ve oldukça yüksek gelirlere sahip Eli Lilly (LLY) ve Novo Nordisk (NVO), artan satış hacimleriyle beraber ve “Medicare” programının ikinci fazıyla beraber fiyat indirimine gideceğini açıkladığı[1][2] günlerde Trump’ın zaferi bu durumu ilerleyen dönemlerde sekteye uğratabilir.

Elektrikli Araçlar

Tesla (TSLA) ve Rivian (RIVN) da dahil olmak üzere elektrikli araç üreticileri, elektrikli araçların satın alınmasını teşvik etmek için IRA vergi kredilerinin geleceğinin belirsiz olmasının yanı sıra azalan popülariteleriyle beraber bazı risklerle karşı karşıya. Harris’in kazanması, tüketicilerin elektrikli araç satın almalarına yönelik federal vergi kredilerinin muhtemelen devam edeceği anlamına gelirken, Trump döneminde bu krediler ıskartaya çıkarılabilir veya Ford (F US), General Motors (GM US) ve Stellantis (STLA US) gibi geleneksel otomobil üreticilerine fayda sağlayabilecek bir -Amerikan Satın Al (“Buy American, Hire American” programının devamı olabilir)- program ile değiştirilebilir. Global ölçekte ve ABD’de yavaşlamakta olan elektrikli araç satışları olası bir teşvik iptaliyle daha da hasar görecektir.

Temiz Enerji

First Solar (FSLR), Enphase (ENPH), GE Vernova (GEV), NextEra Energy (NEE) ve diğer güneş enerjisi ekipmanı tedarikçileri, Trump’ın Kasım ayında kazanması ve Kongre ile Enflasyon Azaltma Yasası’nı (Inflation Reduction Act) değiştirmek veya yürürlükten kaldırmak için çalışması halinde faydalı vergi hükümlerinin zayıfladığını görebilir. Başkanlık döneminde Paris İklim Anlaşmasından çekilen ve çevresel konuları umursamazlığıyla bilinen Trump’ın bu şirketlerin işlerini zorlaştıracağını, en azından onları göz ardı edeceğini varsayabiliriz. Daha önceki açıklamalarında çevre konusunda ABD’nin acil eylem planı uygulaması gerektiğini söyleyen Harris başkanlığında ise yukarıdaki şirketlerin pozitif anlamda en çok etkileneceğini söyleyebiliriz. Bununla beraber, Trump zaferinde fosil yakıt enerji şirketleri kuşkusuz faydalanacaktır. Exxon Mobil (XOM US) ve Chevron (CVX US) olası Trump zaferinde değerlendirilebilir. Bunların yanında, fosil yakıt temasına yatırım yapan Energy Select Sector SPDR ETF (XLE US) borsa yatırım fonu mevcut.

Savunma Sanayii

Biden-Harris yönetimi 2025 mali yılı için 849.8 milyar dolarlık bir savunma bütçesi önerdi; bu da 2023 mali yılı için öngörülen seviyeden %4.1’lik bir artış anlamına geliyor. Trump 2018’de başkan olarak, bir önceki yıla göre yüzde 15,5’lik bir artışla 700 milyar dolarla o zamana kadarki en büyük Pentagon bütçesini imzalamıştı. Trump’ı tanıyoruz ve askeri harcamaları azaltacağına dair hiçbir göstergemiz yok. Ukrayna’da ve Filistin’de devam eden çatışmalar da göz önüne alındığında savunma bütçesinin artarak devam edeceği tahmin ediliyor. Ayrıca son günlerde Ortadoğu’da savaşın Lübnan’a sıçraması ve diğer bölge ülkelere de sıçrama potansiyeli olmasıyla beraber ABD’nin İsrail’e özellikle istihbarat anlamında verdiği destek bu görüşümüzü destekler nitelikte. Bu artıştan en fazla fayda görecek iki şirket gelirlerinin sırayla %75’ini ve %42’sini ABD hükümetine yaptığı satışlardan elde eden Lockheed Martin (LMT) ve Raytheon Corp (RTX) olmasını bekliyoruz.

Bunların yanında, Trump’ın başkanlık döneminde NATO’ya ve özellikle Avrupalı devletlere yaptığı yeterince harcama yapmadıkları ve böyle devam ederse ABD’nin NATO’dan ayrılabileceği tehdidi Avrupalı devletlerin de başta Almanya ve Fransa olmak üzere askeri harcamalarını artıracaktır. Bu tarafta dikkatimizi çeken şirketlerin başında Rheinmetall AG (RHM GY) ve Leonardo SpA (LDO IM) geliyor. Buna ek, Uzay ve Savunma hisselerini taşıyan borsa yatırım fonu iShares US Aerospace & Defence ETF (ITA US) vardır.

Aşağıda olası seçim sonuçlarına göre hangi sektörlerin ve hisselerin hangi sonuca göre nasıl etkileneceğini düşündüğümüz tablo görülebilir.

i: IRA (Inflation Reduction Act): Enflasyon Azaltma Yasası 2022 (IRA), federal hükümetin bütçe açığını azaltmayı, reçeteli ilaç fiyatlarını düşürmeyi ve temiz enerjiyi teşvik ederken yerli enerji üretimine yatırım yapmayı amaçlayan bir Amerika Birleşik Devletleri federal yasasıdır. Yasa 117. Birleşik Devletler Kongresi tarafından kabul edilmiş ve 16 Ağustos 2022 tarihinde Başkan Joe Biden tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

[1] https://finance.yahoo.com/news/novo-nordisk-shares-down-report-091017832.html

[2] https://www.nbcnews.com/health/health-news/zepbound-price-cut-eli-lilly-lowers-cost-weight-loss-drug-rcna168183

[3] https://www.goldmansachs.com/insights/articles/why-are-ev-sales-slowing

Kaynak: İş Yatırım