Başlıktaki soruyla o kadar çok karşılaşıyorum ki, daha doğrusu fiyatların her ay yalnızca bir gün toplandığı kanısı öylesine yaygın ki bu konuyu gündeme almak adeta kaçınılmaz oldu.

Başlıktaki soru içerik olarak yanlış. Çünkü fiyatların genel prensip olarak ayda bir gün toplanması ya da ayın belli bir gününe kadar toplanması söz konusu değil. Bazı istatistikler, örneğin güven endeksleri, ayın belli bir gününe kadarki saha çalışmasıyla oluşturulur; ama TÜFE öyle değildir.

Ne var ki toplumun geniş bir kesiminde TÜFE’de fiyat derlemesinin bilinçli olarak belli bir zamanlamayla yapıldığı kanısı çok yaygın.

Ama TÜFE’de fiyatların nasıl bir takvim çerçevesinde derlendiğini aktarmadan önce şunu söylemem gerek.

Bugün aktaracağım bilgiler tabii ki TÜİK'in TÜFE hesaplamasını "parlatma" amaçlı değildir; TÜFE'de gördüğüm eksiklikleri şimdiye kadar nasıl yazmışsam, dile getirmişsem, bundan sonra da aynısını yapacağım bilinmelidir. Peki bunu niye hatırlatma gereği duydum. Ne yazık ki artık ne zaman doğru bilgi verilse, hatta verilen teknik bir bilgi bile olsa bunu yapanları "saf değiştirip ilgili kurumun yanında yer alanlar" diye yaftalama saplantısına düşmüş kesimler var. İşte bu hatırlatma onlar için...

Günlük toplanan fiyat da var, ayda iki kez toplanan fiyat da...

Bu bilgilendirme yazısını kaleme almamda esin kaynağı akaryakıt fiyatları ve bu konudaki yorumlar oldu.

Akaryakıt, özellikle bazı dönemlerde fiyatı en sık değişen ürün. Akaryakıtın bir başka özelliği de fiyattaki değişimin anında öğrenilmesi. Zaten hemen hemen her değişikliği yürürlüğe gireceği günün öncesinde sosyal medya hesabımdan ben de paylaşıyorum.

Bu paylaşımlara gelen yorumlardan şunu gördüm; toplumun geniş bir kesimi genel olarak fiyatların, özellikle de akaryakıt fiyatlarının ayın belli bir gününde ya da belli bir gününe kadar toplandığı algısına sahip. Aynı kesimler, ayın son günlerine denk gelen akaryakıt zamları için de “İşte zam fiyat toplama gününden sonraya bırakıldı ki bu ayın enflasyonuna yansımasın” şeklinde özetlenebilecek bir görüşü dile getiriyor.

Asıl konuya bir parantez açıp şu gerçeği bir kez daha vurgulayayım. Akaryakıt fiyatlarının artış ya da düşüşünde hükümetin “doğrudan” hiçbir etkisi yoktur. Akaryakıt fiyatları, İtalya’nın Cenova kentindeki ürün borsasında oluşan uluslararası fiyatlar dikkate alınarak otomatik belirlenir; yani fiyatlar herhangi bir kişi ya da kurumun kararıyla oluşmaz. Ama dikkat; akaryakıt fiyatları üstünde hükümetlerin etkisi hiç yoktur demiyorum. Hükümetler fiyatları “dolaylı” olarak vergi oranı ve döviz kuruyla etkiler.

Dönelim asıl konuya ve fiyat derlemesi konusunda TÜİK ne söylüyor, onu aktaralım:

“Alandan veri derleme yönteminde; taze sebze ve meyveler, futbol maçına giriş ücreti, LPG, tüp gaz ve seçilmiş 16 gıda ürünü haftada bir kez ve diğer ürünler ayda iki kez derlenmektedir. Mücevher (altın), sigaralar, benzin ve mazot fiyatları ise günlük olarak takip edilmektedir. Barkod verileri ve internet üzerinden derlenen fiyatlar ise günlük olup, TÜFE yayımlanma tarihindeki zamanlılık nedeniyle ayın 1’ile 24’ü arasındaki fiyatlar hesaplamalara dahil edilmektedir.”

Artık akaryakıt fiyatlarının her gün derlendiğini biliyoruz. Zaten akaryakıt fiyatlarının endekse yansımasında bir eksiklik olması düşünülemez. Bir ayrıntı daha vereyim, bakın TÜİK bu fiyatlar konusunda nasıl hareket ediyor:

“Akaryakıt fiyatları Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kayıtlarından temin edilmektedir. İlgili veri setinde Türkiye’de faaliyet gösteren bütün akaryakıt istasyonlarının günlük satış miktar ve fiyat verileri mevcuttur.”

Dolayısıyla benzine ya da motorine örneğin ayın 25’inde zam gelmişse, “Zam, ilgili ayın endeksine yansımasın diye bu tarihe bırakıldı” demek tümüyle yanlıştır.

Fiyat değişiminin endekse yansıması nasıl olur?

Bir kere TÜFE, kapsamdaki tüm mal ve hizmetlerin o ayki ortalama fiyatı dikkate alınarak hesaplanır. Zaten her ay birden fazla fiyat derlenmesinin amacı da budur; aylık ortalama fiyatı bulmak. Yani hesaplama, o ayın son fiyatının bir sonraki ayın son fiyatıyla kıyaslanması yoluyla yapılmaz. Temel yöntem, aylık ortalama fiyattır.

Ortalama fiyat hesabı nasıl yapılır, bir örnek verelim...

“Bir ürünün fiyatı örneğin şubat ayının ilk yarısında 10 lira, ikinci yarısında 20 lira olsun. Şu durumda fiyat ay ortalamasında 15 liradır.

Mart ayında bu ürünün fiyatı hiç artmasın. Şu durumda mart ayı ortalaması 20 liradır. Bu 20 lira, şubatın 15 liralık ortalama fiyatıyla kıyaslanacak ve mart ayında o ürüne hiç zam yapılmadığı halde fiyatta yüzde 33’lük bir artış görünecektir.

Peki bu üründe indirim yapılsa ve şubat sonunda 20 lira olan fiyat mart ayı ortalamasında 16,5 liraya gerilese... Şubat sonunda 20 lira olan fiyatın mart ortalamasında 16,5 liraya inmesi TÜFE açısından bir düşüş anlamına gelmez. Fiyat ay ortalaması bazında 15 liradan 16,5 liraya çıkmış ve yüzde 10 artmıştır, TÜFE’ye yansıma da yüzde 10 artış yönünde olacaktır.”

Dolayısıyla fiyatların ay sonuna doğru artırılması (barkod verileri ve internet üzerinden alınan fiyatlar hariç) ilgili ayın fiyatına az da olsa yansır. Kaldı ki ilgili aya yansıma ne kadar düşükse, bir sonraki aya etki o ölçüde fazla olacak demektir.

Aralık ve hazirana dikkat!

Yapılan zamların bir sonraki aya daha çok etki etmesinin önemli olduğu iki ay var; aralık ve haziran.

Bu aylardaki zamların asıl etkiyi ocak ve temmuzda gösterecek şekilde yapılmasının altında başka amaç yatar.

Memur ve emeklilerin maaş artışında son altı ay ve ilk altı aydaki enflasyon belirleyici olduğu için artış oranını düşük tutma amacıyla bu aylardaki zamlar ya ayın son günlerinde yapılır ya da ocak ve temmuza bırakılır. Bunun iyi niyetli bir tercih olmadığını söylemeye de herhalde gerek yoktur.

•    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: ekonomim.com