TCMB'nin Nisan ayında politika faizini %46’ya yükseltmesi, hem dezenflasyon hedeflerine ulaşmak hem de kur ve beklenti kanallarını kontrol altında tutmak için atılmış "proaktif" bir adım olarak değerlendirilebilir.
📌 1. Enflasyonla Mücadelede Kararlılık Mesajı
TCMB, 2024 yılı için belirlediği dezenflasyon rotasını pekiştirmek ve "yukarı yönlü riskler"e karşı önlem almak amacıyla faiz artırımına gitmiş olabilir. Mart ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gelmesi ve hizmet enflasyonundaki katılık bu kararın zeminini oluşturmuş olabilir.
📌 2. Beklentilerde Bozulma Riski
Piyasalarda yılın ilk çeyreğinde TL'deki reel değer kaybı, iç talepte beklenenin ötesinde canlılık ve kur geçişkenliği ile beraber enflasyon beklentilerinde bir miktar bozulma işaretleri vardı. TCMB, bu artışı yaparak yaz aylarına daha sağlam bir zeminde girmeyi hedeflemiş olabilir.
📌 3. Kur ve Dolarizasyon Üzerine Etkisi
Artan faiz, TL varlıklara olan talebi artırarak döviz talebini baskılayabilir. Bu, özellikle seçim sonrası artan döviz talebine karşı da bir sigorta işlevi görebilir. Aynı zamanda dolarizasyonla mücadelede güçlü bir araç olarak kullanılıyor.
📌 4. Sıkılaştırma Döngüsünün Sonuna Doğru mu?
%46 seviyesi, artık faiz artışlarında zirveye yaklaşıldığını gösteriyor olabilir. Piyasa, bundan sonra TCMB’den bir süre "bekle-gör" politikası bekleyebilir. Ancak enflasyon görünümünde belirgin iyileşme olmadıkça erken gevşeme beklentileri boşa çıkacaktır.
📌 5. Sinyal Etkisi: Yurt Dışı Yatırımcı İçin Mesaj
Bu tür hamleler, dış yatırımcılara "piyasa dostu, veriye dayalı ve kararlı" bir merkez bankası algısı sunar. CDS'lerin düşmesi ve portföy girişlerinin hızlanması için güven inşası açısından önemli olabilir.