Ekonomi

TCMB enflasyon tahminini tutturmada niye başarısız?

Sayın Alaattin AKTAŞ'ın, ekonomim.com sitesinde bugün yayımlanan "TCMB enflasyon tahminini tutturmada niye başarısız?" başlıklı köşe yazısı

Hani “Bardağın dolu tarafı-boş tarafı” benzetmesi vardır ya, başlıktaki soruyu bardağın dolu tarafından yaklaşanlar pekala “Merkez Bankası enflasyon tahminini tutturmada ne kadar başarılı” diye sorabilirdi.

Ortada bir başarı olsaydı...

Ama yok; ortada bir başarı yok! Hele hele bazı yıllar için başarının B’sinden söz edilemez. Örneğin 2021 yılı... Yüzde 9,4’lük başlangıç oranıyla yola çık, gerçekleşme yüzde 36,08 olsun!

Eğer Merkez Bankası’nın temel görevi enflasyonla mücadele ise -ki öyle- ve ortada böylesine inanılmaz bir başarısızlık var ise normalde beklenen bunun hesabının bir şekilde verilmesidir. Hesap vermek dedimse, kimse bundan yargılamak gibi anlamlar herhalde çıkarmıyordur.

Ayrıca bunu yalnızca 2021 için söylemiyorum; tüm dönemleri kastederek söylüyorum.

Aslında siyaset kurumu Merkez Bankası’ndan hesap soruyor sormaya da başarısızlık dönemlerinde değil, kendi istediği kararlar alınmadığında...

Yoksa Merkez Bankası’nın enflasyonla olan mücadelesindeki başarısızlığından dolayı şimdiye kadar herhangi bir adım atıldığı pek görülmedi.

Siyasetçi ne yapıyorsa, Merkez Bankası’nı kendisi yönetmek istediği için yapıyor. Bir şekilde bunu sağlıyor da... İşte o yüzdendir ki Merkez Bankası enflasyonla mücadelede başarısız olduğunda siyasetçi bundan pek de rahatsızlık duymuyor. Biliyor ki aslında bu başarısızlık kendi tercihleri yüzünden ortaya çıkan bir durum...

Örneğin biraz önce sözünü ettiğim 2021 yılı... Ekim ayında yüzde 20, kasım ayında yüzde 21 olan yıllık artışın aralıkta yüzde 36’ya fırlamasında Merkez Bankası’nın dolaylı bir sorumluluğu var. Doğrudan sorumlu olan, faizin indirilmesini isteyen siyaset kurumu. Ama Merkez Bankası’nın da bu duruma düşülmesinde hiç sorumluluğu yok değil, belirttim zaten. Faiz indirimine hayır diyememek de dolaylı da olsa büyük sorumluluk demek.

Bazı önemli kararları gerçekte siyaset kurumu verdiği, Merkez Bankası da bunlara hayır diyemediği sürece öngörülen enflasyonun üstünde gerçekleşmeler görmek zaten kaçınılmaz.

Sapma çok fazla

Merkez Bankası her yıl dört enflasyon raporu yayımlar ve gerekli görürse o yıla ilişkin tahminlerinde değişiklik yapar, tahminini sabit de tutabilir. Burada önemli olan yılın ilk raporundaki tahmindir.

Gelin son beş yılın ilk raporlarında yer alan tahminlerin alt ve üst sınırı ile orta noktasına, bir de önceki dört yılın gerçekleşmesine bakalım.

Bir de grafik var. Bu grafikte de orta nokta olarak ilan edilen tahminin 100 olduğu varsayımıyla alt ve üst sınırların hangi düzeye denk geldiği ve gerçekleşmenin yine 100 olan tahmine göre ne olduğu yer alıyor.

2025 tahminini irdeleyelim... Merkez Bankası bu yılın tahmininde alt ve üst marjı oldukça geniş tuttu.

2025 için eksi-artı yüzde 24’lük bir marj var.

Orta noktası yüzde 21 olan enflasyon tahmininde alt sınır yüzde 16, üst sınır yüzde 26.

Yüzde 21’i 100 kabul edersek 16’nın karşılığı 76, yüzde 26’nın karşılığı 124. 2025’in eksi-artı yüzde 24’lük marjı, son beş yıldaki en yüksek marj olarak dikkat çekiyor.

2025 enflasyonunun yüzde 16 olamayacağını Merkez Bankası bilmez mi, tabii ki biliyor da kendisine daha yukarılarda alan açabilmek, “Benim tahmin sınırım burası” diyebilmek için üst marjı yüzde 26’ya çekiyor. Yüzde 26’ya denk gelecek orta nokta yüzde 21 olduğu için de yüzde 16 mecburen ifade edilmiş oluyor.

Ya gerçekleşmeler?

Grafikte yıllık enflasyondaki tahmini gösteren 100’den başka bir de kırmızıyla yer alan sayı var. O da ilgili yıldaki gerçekleşmeye işaret ediyor.

Öngörülen enflasyon 100 iken acaba gerçekleşme kaç olmuş?

Son beş yıl için en büyük sapma tabii ki 2021 yılında. O yıl hem tahmin görece düşük, hem bu tahmine göre Türkiye koşullarında normal sayılabilecek bir sapmayla gerçekleşme olacakken Eylül 2021 kararları alınıyor, yani faiz indirme süreci başlıyor.

Son dört yılda en başarılı olunan yıl çok açık ki 2024. Merkez Bankası geçen yıl enflasyonu yüzde 36 (100) tahmin ederek yola çıkmış; gerçekleşme ise yüzde 44,38 (123) olmuş.

Niye böyle olduğu tabii ki çok açık. Faiz çok yüksek tutulmuş, talep kısılmış, dar gelirlinin adeta nefesi kesilmiş! Ayrıca başlangıç tahmini görece gerçekçi ve yüksek olduğu için olumlu sayılabilecek böyle bir tablo ortaya çıkmış.

Bu yıl da keşke yüzde 21’lik tahminin yüzde 23 fazlasında kalınabilse... Zaten o durumda yıllık gerçekleşme yüzde 26’nın bile altında kalır, Merkez Bankası’nın sınırları aşılmamış olur.

•    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.