Ankara’da bir iş adamının 1,9 milyon dolarlık kripto para cüzdanının ele geçirildiğinin fark edilmesi üzerine, kripto para borsasıyla iletişime geçilerek varlığı geri alındı.

Ankara’da e-ticaret firması sahibi bir iş adamı, yurt dışı merkezli bir şirket ile karşı tarafın talebi üzerine kripto para üzerinden ticari satım sözleşmesi yaptı.

Şirketle ticari faaliyetlerine devam eden iş adamı, bir süre sonra karşı tarafın ödeme yapmadığını fark etti. Şirket yöneticilerine mail yollayan iş adamı, karşı tarafın ödeme yapıldığına dair dekontları göndermesi üzerine 1,9 milyon dolarlık kripto para cüzdan hesabının ele geçirildiğini fark etti.

Bunun üzerine iş adamı, avukatı Betül Akça’ya hukuki yardım için başvurdu. Avukat Akça, müvekkilinin kripto para cüzdanının teknik takibi için konuyu güvenlik birimlerine iletti. Süreç içinde dolandırıcıların kripto para borsasını taklit ederek sahte arayüz oluşturdukları, iş adamının da bu sayfa üzerinden işlem yaptığı anlaşıldı.

“Uzlaşma talep ettiler”

Avukat Akça, yaptığı açıklamada, uluslararası hukuk açısından yeni sayılacak müşteri koruma politikalarından kaynaklanan bir kanuni açığı tespit ettikten sonra kripto para borsası şirketiyle görüştüklerini ifade etti.

Bu açığın kapatılması için kripto para borsası şirketinin, dolandırıcıların kimlik bilgilerini verdiklerini anlatan Akça, “Ulaşılamayacağını düşünen iletişime geçtiğimiz dolandırıcılar, uluslararası hukukta bu suçun cezasının büyük olduğunu anladıklarından uzlaşma talep ettiler ve müvekkil şirketin parasını iade ettiler.” dedi.

Akça, müvekkilinin olayda şanslı olduğunu, herkesin bu kadar şanslı olmayabileceğini ifade etti.

Son günlerde kripto varlık dolandırıcılığının arttığına işaret eden Akça, dolandırıcıların özgün yöntemler kullanmaya başladığını söyledi.

Müvekkilinin arayüz formuyla dolandırılmaya çalışıldığını ancak son dönemde kimlik avı, Bitcoin teklifleri, yüksek gelir içerikli vaatlerin de söz konusu olabildiğini anlatan Akça, “Bu durumlarda bireysel yatırımcıların hukuki haklarını çok net bir şekilde biliyor olmaları gerekmektedir. Zira nitelikli dolandırıcılık olarak varsayılıyor ve ne kadar hızlı bir şekilde hukuki sürece başlanılırsa olumlu yönde sonuç alma olasılıkları da artıyor.” dedi.