Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın Şans Sohbetleri’nde Merkez Bankası’nın son faiz kararının piyasalara etkisini masaya yatırdı.

Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ, Merkez Bankası’nın son faiz adımının piyasalara yansımalarını ele aldı, 2024 yılına ilişkin faiz ve borsa tahminleri masaya yatırdı.

Güldağ: Merkez Bankası faizi yüzde 42,5 yaptı. Beklenti de o yöndeydi. Şimdi bir adım daha kaldı, zirveye çok yakınlaştım diyor. Ocakta bir faiz artırımı daha gelecek anlaşılan ama illa 250 baz puan olmayabilir. Belki 150-200…

Ağaoğlu: Politika faizinde nihai hedef olarak 45’i görüyorum. Ama hesaplayıp yaptığım bir tahmin değil 45. Merkez Bankası 2023 enflasyon tahminine bağlı olarak olması gereken faiz oranı 40. İkna edici faiz oranının da 45 olması lazım. Doğrusu aralıkta artış yapmasını pek beklemiyordum. Tahminim seçim öncesi ya da seçimden sonraki bir toplantıda 45’e gelmesiydi. Merkez Bankası 250 baz puan artırarak bir mesaj verdi. Diyor ki; ‘Ben de 45’i kerterizledim. Buraya da çok yaklaştık. İnce ayar yapmama müsade edin. Bir iki ay içinde 250 baz puan daha yapıp sonra bekleyeceğiz.

Güldağ: Evet artırımların etkilerini görmeyi bekleyecek…

Ağaoğlu: Özellikle 2024 Mart’a kadar olan bölgede yüksek faiz- düşük kur seviyesiyle enflasyonda vitrinde hoş bir görüntü sergileyebiliriz. Seçim sonrası kurda bir enflasyon farkı, düzeltmenin yansıtılmasından sonra 45’e geliriz. Senaryomda martta geliriz diye düşünüyordum. Merkez bunu öne çekti.

Güldağ: Hazirandaki 8,5’dan 42,5’a bu kadar hızlı faiz artıran başka merkez bankası yok.

Ağaoğlu: Fed’in artışı, TCMB artışından yüksek. Eksi 0,50’den 5,25’e çekti. Yani 10 katına çıkarttı. Biz ise 5 katına çıkarttık.

Güldağ: İyi de Fed bunu ne kadar zamanda yaptı, TCMB 6 ayda yaptı. İlk etapta biraz çekingendi ama sonra yeni Para Politikası Kurulu’na yeni isimlerin gelmesiyle birlikte piyasanın da önüne geçen adımlar atıldı. Doğrusu kendi rotasında iyi bir performans sergiliyor. Şu son iletişim kazası olmasaydı…

Ağaoğlu: İletişim kazası değil, iletişim hatası oldu o.. .

Güldağ: İşin magazin tarafına girmeyelim ama doğru olmadı.

Ağaoğlu: Güven çok zor inşa edilen ama çabuk kaybedilebilen bir değerdir. Maalesef iyi olmadı.

Güldağ: Tamir edilebilir görünüyor. Kararlı biçimde 4 Haziran’dan bu yana girilen yolda ısrar edilirse, hem enflasyon hem faizler aşağıya çekilebilir. Özellikle gelecek temmuz ve ağustos aylarından sonra TL faizler aşağıya gelir. Hatta 2024 sonunda yüzde 30’a iner.

Ağaoğlu: Ben de indirim bekliyorum ama senin kadar bonkör değilim. 40’a inmesini bekliyorum. 30 ya da altında olur dediğinde zinhar. Türkiye iki defa enflasyonu düşürdü. Kalıcıya yakın düşürmeyi başaran iki merkez bankası başkanı; biri Süreyya Serdengeçti, diğeri Durmuş Yılmaz. Serdengeçti faizi 3 yıl yüksek tuttu. Yılmaz da 19 ay tuttu.

Güldağ: Şöyle düşün; uygulanan politika bir kazaya uğramaz sürerse, ağustostan sonra 2025’in enflasyonuna bakmaya başlayacağız. Piyasa beklentisi 25 civarı. Merkez Bankası 14 diyor. O zaman niye faizi 40’larda tutalım? Geçenlerde gazetede Ferda Besli de yazdı: Belki 30’un bile altına inebiliriz.

Ağaoğlu: Öyle bir beklentisi olan vazgeçsin. O yanlış bir hesap, yanlış bir politika. Bir süre yüksek faizi korumak gerekir. Fed de koruyacak.

Güldağ: Fed ve ECB’den faiz indirimleriyle 2024’ün ikinci yarısında daha pozitif bir hava olur. Ticari kredi faizi 50’nin üstünde. Bileşik olarak hesap edersen 65’in üstünde. Aylık ödeme yapıyorsanız 70’in üstünde. Türkiye’de şirketler bütün bir yıl bu düzeyde faizle iş yapamaz.

Ağaoğlu: 0’dan 9’a çabuk çıkar ama 3’den 2’ye zor iner. Burada ikna olması gereken yabancılar değil, biziz. Bakan Şimşek, Türkiye’nin ‘paraya ihtiyacı yok’ dedi. Haklı buldum. Türkiye’nin paradan çok güvene ihtiyacı var. Bu güveni tesis ettiğimizde para kendiliğinden gelecek. Bunun farkına varırsak…

Güldağ: Para aramıyorsak, niye fellik fellik BAE’ye, New York’a filan gidiyoruz? Fakat, şu var: ATO ile birlikte ‘Yasadışı ticaret ile mücadele’ toplantısı yaptık. Ticaret Bakanımız Ömer Bolat ve ATO Başkanı Gürsel Baran önemli noktalara dikkat çekti. Panele katılanlar da… En çok aklımda kalan şu; Türkiye kabaca 1 trilyon dolarlık bir ekonomi ise yüzde 25-30’u kayıtdışı. En az 200-250 milyar dolarlık vergi ve SGK kaybı var. Kaynak var!

Ağaoğlu: Kesinlikle… Ama kayıtdışılık sadece ekonomi ile ilgili değildir. Sosyal ve de politik bir şeydir. Devlete vergi vermemeyi hak gören bir kesim oluştu maalesef.

Güldağ: Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan borsayı ziyaret etti. ‘Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana attığımız adımlarla borsamızı gazino kapitalizminin cenderesinden kurtardık’ dedi. Çaba güzel ama gelgelelim pek çoğumuzda algı pek öyle değil. Borsayı maalesef ‘kumarhane’ olarak görenler çok. Bu algı son dönemde halka arzlarla ilgili yaşanan hayal kırıklıklarıyla güçleniyor. Borsanın performansı gelecek yıl bundan etkilenebilir…

Ağaoğlu: Eğer borsa daha önce bir kumarhane anlamında bir ‘gazino’ idiyse, şunu söyleyeyim; en azından eskiden zarlar hileli değildi, tombala çift torba değildi. Şimdi durum daha kötü. O kısmını bir tarafa bırakalım. Borsanın performansına ilişkin söyleyeceğim en önemli konu, son halka arzların birçoğu önümüzdeki yıl borsada çok üzülecek. Hepsi değil ama çoğu nominal artışlar yaşar belki ama reel olarak veya dolar bazında ciddi hüsranlarla karşılaşmamız yüksek ihtimal.

Güldağ: Yabancı ilgisi artıyor ama borsada düşüşler yaşanıyor.

Ağaoğlu: Son halka arzların yüzde 95’ine yabancı gelmez. Yabancının yatırım yapıp, yaptığını da likidite edebileceği derinliğe sahip hisse senetleri 2024’ün ana teması olacak. Bankacılık sektörü yeknesaklaşan faiz ortamında kıymetli olacak. Düşüşün arkasında 3 temel sebep var. Yükselen TL faiz borsanın rakibidir. 2024’te TL faizi yatırım alternatifidir. Enflasyon muhasebesinin 2024’te olumsuz etkisi olacak endişesi de önemli. Üçüncüsü, maalesef ‘seçimler geliyor, Şimşek görevde kalacak mı kalmayacak mı sorusu bir risk olarak duruyor. O zaman piyasaya yeni para girişi olmuyor. Olmayınca da satmak isteyenler, alıcının olmadığı yerde daha düşük fiyatlara satmak zorunda kalıyor ve borsa düşüyor.

Güldağ: 2024’te beklentin ne?

Ağaoğlu: Dolar olarak konuşursak, 2,40 dolar seviyelerinin görüleceğini, biraz daha hırpalanırsa 2,25’lere kadar düşeceğini düşünüyorum. Sonrasında ise yeni bir yükseliş. Ama hemen söyleyeyim; 2024’te yeni bir zirve göremeyiz. Zirve 5,3 dolardır. 2024’te yeni bir dolar zirvesi olmaz ama yüksek 3’lü rakamlara gidebiliriz. Önce düşüşü göreceğiz sonra yükselişi göreceğiz. Seçimden sonra TL faizinin önemli bir yatırım alternatifi olmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Güldağ: Ben de faizler düşmeye başladıkça borsada hareketlenme olacağını düşünüyorum. Evet, 2024’te borsa zorlanacak ama özellikle bazı hisseler şu anda beklenmedik atılım yapabilir.

Ağaoğlu: İstisnalar olabilir tabi. Genel konuşuyorum.

Emtiada beklentin nedir?

Ağaoğlu: Yılın son haftasına girdik. Ocağın ilk haftası da Ortodoks Noeli’dir. Tatil mevsimi olduğu için rehavet içinde geçer. Likiditenin azaldığı ortamda fi yatlar davulcu ve zurnacıya kaçar.

Güldağ: Altın için de böyle mi?

Ağaoğlu: 10 yıllık Amerika tahvillerinde 5,02 görülmüştü, geçen haftayı ise 3,89 kapattı. Çok hızlı bir düşüş. Cuma günü altında olan hareket bir çok şey söylüyor: İki saatte altın 2070’e çıktı ve 2050’ye indi. 2024’te altında 2200- 2225’in üzerini beklemiyorum.

Güldağ: 2700 olur diyenler var…

Ağaoğlu: Gelsinler ben 2250’den satarım. Afaki konuşmak çok kolay. Bir zaman vererek konuşalım…

Güldağ: Petrol de etkilendi… Ağaoğılu: Petrolde temanın içinde Husilerin Kızıldeniz’de tankerlere saldırması da var. Ümit Burnu’ndan geçen en uzun rotaya çevirdiler. Maliyet sigorta riski yükseldi. Bir de Angola OPEC’ten ayrılacağım dedi. Brezilya da gireceğim dedi. OPEC gücünü yitiriyor mu, artık fi yatı dikte edemeyecek mi tartışmaları var. Özellikle Süveyş Kanalı probleminden dolayı petrole yıl sonu jesti yapıldı. Kalıcı olmayacaktır.

Güldağ: 2024’te 65-75 dolar bandında kalacağı tahminin devam ediyor mu?

Ağaoğlu: Devam ediyor. Artı-eksi 5’leri var onun. Hatta varil başına 35-40 dolara ineriz diyebilirim. Ama onu önümüzdeki hafta konuşuruz.