Rusya, Ukrayna ile savaşında üçüncü yılına girerken, Batılı ülkelerle devam eden ekonomik savaş ve uygulanan yaptırımların etkisi gündemde kalmaya devam ediyor.

Batılı ülkeler, Şubat 2022’de başlayan Ukrayna savaşının ardından Rusya’nın ekonomisi ve uluslararası ticaretine yönelik modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarını uygulamaya başladı.

Rus ekonomisinin temelini oluşturan enerji, finans, savunma sanayisi, lojistik ve havacılık gibi sektörlerin hedef alındığı yaptırımlar, 2. Dünya Savaşı’nın ardından hızla büyüyen Rusya ile Avrupa arasındaki ticarete de darbe vurdu.

Yaptırımlar kapsamında Rusya Merkez Bankası ve önemli Rus bankalarına ait 300 milyar dolardan fazla varlık Batılı ülkelerce dondurulurken, Rusya’ya yedek parça ve teknolojik ürünler gibi önemli ürünlerin ihracatında sert kısıtlamalar getirildi.

Batılı yetkililere ve çok sayıda uzmana göre ekonomik anlamda bir çöküş yaşaması beklenen Rus ekonomisi ise beklentilerin aksine, bazı aksaklıklara rağmen 2023’te Avrupa ve ABD’yi geride bırakarak yüzde 3,6 büyüme gerçekleştirdi.

Avrupa ve ABD’den doğrudan ithalatı önemli oranda düşen Rusya, bu alanda yaşadığı “boşluğu” doldurmak için başta Asya ve Orta Doğu’dan olmak üzere yeni tedarikçiler bulurken, ihracatının bel kemiğini oluşturan petrol ve doğal gazda ise Hindistan gibi yeni pazarlar keşfetti.

Rusya, dünyanın en çok yaptırım uygulanan ülkesi

Yaptırımları takip eden Castellum.AI platformu verilerine göre, Batılı ülkelerin Rusya’daki birey ve kuruluşlara toplam yaptırım sayısı Ukrayna savaşının başlamasından bu yana, 12 Şubat itibarıyla 16 bin 587’ye ulaştı.

ABD, toplam 3 bin 585 yaptırımla Rusya’ya en çok yaptırım uygulayan ülke oldu. Rusya’ya, Kanada 2 bin 765, İsviçre 2 bin 403, Avrupa Birliği (AB) 1785, İngiltere 1749 yaptırım gerçekleştirdi.

AB son olarak geçen hafta 13’üncü yaptırım paketini açıklarken, ABD de Rusya’ya karşı 500’den fazla yeni yaptırım kararı aldığını duyurdu.

Devletlerin yanı sıra Batılı çok sayıda şirket de savaşın ardından Rusya pazarından çekildi, faaliyetlerini durdurdu veya önemli oranda azalttı.

Rusya pazarını terk eden önemli şirketler arasında Apple, Airbus, Boeing, McDonald’s, Netlfix, Starbucks, IKEA, BP, Shell, ExxonMobil, Mercedes, Nissan, Renault ve Coca Cola da bulunuyor.

Yaptırımların somut etkisinin gözlenebildiği otomobil piyasasında savaş öncesinde en çok satılan yabancı araç markaları Toyota, Mercedes, Volkswagen, Audi’nin yerini, Haval, Geely ve Chery aldı.

Rusya’da 2023’te 119 bin Chery marka araç satılırken, 112 bin Haval, 94 bin Geely, 48 bin Changan, 42 bin 100 Exeed ve 42 bin OMODA satışı gerçekleşti.

Yaptırımlarda “nükleer seçenek” SWIFT

Yeni koşullara uyum sürecini devam ettiren Rusya’da hükümetin en çok “başını ağrıtan” konuların başında bankacılık sektöründe ve uluslararası ödemelerde yaşanan sorunlar geliyor.

Batılı ülkeler, savaşın ilk günlerinde uygulamaya başlanan yaptırımlarda “nükleer seçenek” şeklinde değerlendirilen, Rus bankalarının SWIFT mali mesajlaşma sisteminden çıkarılması kararını almıştı.

Rusya Merkez Bankasının ve ülkedeki bankaların avro ve dolar kullanımına da kısıtlamalar getiren yaptırımlarla uluslararası ticarette önemli yere sahip Rusya, iki yılın ardından bu alanda çeşitli sıkıntılar yaşamaya devam ediyor.

Son dönemde Çin’in önde gelen bankaları, ikincil yaptırımlar endişesiyle Rusya ile ödemelere kısıtlamalar getirirken, benzer süreçler Hindistan, Birleşik Arap Emirliklileri ile de yaşanıyor.

Rusya’nın SWIFT’in alternatifi olarak geliştirdiği SPFS’yi (Mali Mesajlaşma Sistemi) kullanımı artarken, sistemin uluslararası alanda henüz tam anlamıyla kabul görmemesi nedeniyle bankacılık sistemindeki sorunları aşmak için yetkililerin çözüm arayışları sürüyor.

Uluslararası ödemelerde kripto paraların kullanılabileceğine dair yetkililerden çeşitli açıklamalar gelmesine rağmen bu konuda resmi bir karar henüz alınmazken, ticarette yerli para kullanılması konusu gündemdeki yerini koruyor.

Rusya ile Çin, aralarındaki ticarette yuan ve rublenin payını yüzde 90’a kadar çıkarmayı başarırken, Hindistan’la yürütülen ticarette benzer bir eğilimin yaşandığı görülüyor. Ancak ikincil yaptırımların söz konusu para birimlerini de tehdit etmesi bankacılık alanında yaşanan sorunların tam anlamıyla çözülmesine yardımcı olmuyor.

Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, 16 Şubat’ta yaptığı son değerlendirmede, uluslararası ödemeyle ilgili sorunların son dönemde arttığının farkında olduklarını ve çözüm için “tüm taraflarla” istişareler yürüttüklerini söylemişti.

Henüz somut bir çözüm bulamadıklarını anlatan Nabiullina, “Uluslararası ödemeler sorununu çözmek için umut verici seçeneklerden birisi dijital finansal varlıkların yanı sıra ödemelerde mali mesajların iletilmesi için bağımsız altyapının kullanılması olabilir.” demişti.