Ekonomi

OPEC: Küresel enerji talebi 2050'ye kadar yüzde 24 artacak

Küresel birincil enerji talebinin 2050'de geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 24 artışla günlük 374,1 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacağı öngörülüyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) 2050'ye kadar küresel enerji görünümüne ilişkin orta ve uzun vadeli tahminlerini içeren Dünya Petrol Görünümü raporu yayımlandı.

Rapora göre, küresel enerji talebi, nüfus artışı ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak güçlü bir şekilde artmaya devam ediyor. Geçen yıl tüm kaynaklarda büyümenin görüldüğü küresel enerji talebi önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 1,6 artış kaydetti. Söz konusu büyüme, ağırlıklı olarak Çin, Hindistan ve Orta Doğu gibi gelişmekte olan bölgelerde yaşanırken, OECD ülkelerinde ise büyük ölçüde sabit kaldı.

Orta ve uzun vade küresel enerji talebi görünümüne ilişkin tahminlerde bulunan rapora göre, uzun vadede küresel enerji talebindeki büyümenin, kısa vadedeki nispeten yüksek oranlardan daha ılımlı bir büyümeye doğru kademeli olarak yavaşlaması bekleniyor. Bu durum, nüfus artışı ve ekonomik büyümedeki yavaşlamanın yanı sıra enerji verimliliği ve dönüşümünden kaynaklanıyor.

Rapora göre, küresel birincil enerji talebinin 2050'de geçen yıla kıyasla yaklaşık yüzde 24 artışla günlük 374,1 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacağı öngörülüyor. Günlük 72,9 milyon varil petrol eşdeğeri büyümeye denk gelen bu artış, tahmin dönemi boyunca da yıllık ortalama yüzde 0,8'lik bir büyümeye karşılık geliyor.

Bu dönemde, OECD dışı ülkelerin günlük 73,5 milyon varil petrol eşdeğeri artışla küresel birincil enerji talebindeki büyümenin itici gücü olması bekleniyor. OECD ülkelerindeki talepte ise günlük yaklaşık 600 bin varil petrol eşdeğeriyle bir miktar düşüşün yaşanacağı tahmin ediliyor.

Buna göre, 2050'de OECD dışı ülkelerin enerji talebindeki payının yüzde 71,5'e yükseleceği, OECD ülkelerinin payının yüzde 28,5'e gerileyeceği öngörülüyor.

- Kömür hariç tüm kaynaklara talepte artış bekleniyor

Rapora göre, 2023-2050 döneminde kömür hariç tüm birincil yakıtlara yönelik talebin artacağı tahmin ediliyor.

En büyük artışın, rüzgar ve güneş başta olmak üzere diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında yaşanacağı öngörülüyor.

Geçen yıl günlük 9,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesindeki diğer yenilenebilir kaynaklarının günlük 42,9 milyon varil petrol eşdeğeri büyümeyle 2050'de günlük 52,4 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacağı hesaplanıyor. Bu artışta, elverişli enerji politikalarının yanı sıra azalan elektrik üretim maliyetlerinin etkili olması bekleniyor.

Bu dönemde, ikinci en büyük artışın doğal gazdan geleceği tahmin ediliyor.

Doğal gaz talebinin geçen yıla kıyasla günlük 20,5 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 2050'de günlük 89,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesine yükseleceği öngörülüyor. Rapora göre, bu artış doğal gazın, karbon emisyonlarını ve kömürün enerji karışımındaki rolünü azaltmak isteyen birçok ülke için tercih edilmesinden kaynaklanıyor.

Geçen yıla kıyasla günlük 16,7 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 2050'de günlük 109,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesinde gerçekleşmesi beklenen petrol talebinin ise üçüncü sırada yer alacağı tahmin ediliyor.

Bu dönemde, nükleer enerjide günlük 9,6 milyon varil petrol eşdeğeri, biyokütlede günlük 8,2 milyon varil petrol eşdeğeri ve hidroelektrikte günlük 4 milyon varil petrol eşdeğeri artış bekleniyor.

Öte yandan, kömür talebinin günlük 28,9 milyon varil petrol eşdeğeri azalacağı öngörülüyor. Kömür, bu dönemde talep düşüşünün beklendiği tek birincil yakıt olarak öne çıkıyor. Söz konusu düşüşün, birçok bölgede mevcut kömür yakıtlı termik santrallerin kapatılmasını ve yeni santrallerin sınırlandırılmasını amaçlayan sıkı enerji politikalarından kaynaklanacağı belirtiliyor.

- Küresel talepteki en büyük pay petrolün

Rapora göre, enerji karışımında büyük değişimlerin beklendiği bu dönemde, petrol ve doğal gaz küresel enerji arzı için önemini korumaya devam edecek. Petrol ve doğal gazın enerji karışımındaki payı 2050 yılına kadar yüzde 53'ün üzerinde kalacak.

Buna göre, 2050 yılında petrol yüzde 29,3 ile küresel birincil enerji talebinde en büyük paya sahip olurken, bunu yüzde 24 ile doğal gaz ve yüzde 14 ile diğer yenilenebilir kaynaklar takip edecek. Kömür yüzde 13,1, biyokütle yüzde 10, nükleer enerji yüzde 6,5 ve hidroelektrik yüzde 3,1 paya sahip olacak.