MicroStrategy’nin (MSTR) kurucu ortağı Michael Saylor, Microsoft’un (MSFT) yönetim kuruluyla ayrıntılı bir Bitcoin benimseme stratejisi paylaştı.
Saylor, teknoloji devinin hisse senedi başına 584 dolara kadar nasıl ulaşabileceğini ve çeşitli Bitcoin hazine stratejileriyle 2034 yılına kadar yaklaşık 5 trilyon dolar hissedar değeri yaratabileceğini örnekledi. Microsoft hisseleri yılbaşından bugüne 14% artışla 423,46 dolara yükseldi.
Microsoft’un Aralık 2024 hissedarlar toplantısında konuşan Saylor’un sunumu, Microsoft’un mevcut 200 milyar dolarlık sermaye dağıtımlarını Bitcoin varlıklarına nasıl dönüştürebileceğini özetleyerek, risk altındaki kurumsal değeri 95%’ten 59%’a düşürme ve yıllık getirileri 10,4%’ten 15,8%’e çıkarma potansiyelini gösterdi.
“Bitcoin evrensel, sürekli, kârlı bir birleşme ortağıdır” diyen Saylor, yönetim kuruluna stratejiyi “1x gelirle yılda 60% büyüyen 100 milyar dolarlık bir şirketi” satın almakla karşılaştırdı.
Saylor, Bitcoin’in Microsoft için benzersiz bir kurumsal satın alma hedefi olduğunu belirterek, Microsoft’un 18%’lik yıllık yinelenen gelirine (ARR) kıyasla Bitcoin’in 62%’lik ARR’ını gösteren ve geleneksel birleşme ve satın almaların (M&A) tipik karmaşıklıkları ve riskleriyle birlikte gelmeyen verileri sundu.
Bitcoin’de “karşı taraf riski yok”
Saylor ayrıca Bitcoin’i geleneksel ticari ve jeopolitik risklere karşı benzersiz bir şekilde dirençli olarak çerçeveledi. “Karşı taraf riskine” yaptığı vurgu, kurumsal hazineler için temel bir endişeyi ele aldı: diğer kuruluşların performansına, istikrarına veya işbirliğine bağlı olma ihtiyacı.
Microsoft’un mevcut 95% riske maruz değer metriğini gösteren önceki slaytlarıyla birleştirildiğinde, bu nokta daha güçlü hale geliyor: Saylor esasen Microsoft’un mevcut hazine stratejisinin şirketi tüm bu karşı taraf risklerine maruz bıraktığını, Bitcoin’in ise bu riski önemli ölçüde azaltacak bir yol sunduğunu savunuyor.
Saylor, Bitcoin’in “bir şirket değil, bir emtia” olduğunu belirterek, Microsoft’un mevcut hazine varlıklarının aksine, Bitcoin’in değerinin herhangi bir kuruluşun performansına veya istikrarına bağlı olmadığı argümanını güçlendiriyor. Bu durumun, risk yönetimi için ilişkisiz varlıklar aramaya yönelik daha geniş kurumsal hazine trendlerine uygun olduğunu söyledi.