Ekonomi

Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan 2024’te katılım finansta yüzde 50 büyüme bekliyor

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, yıl sonunda katılım bankacılığı için yüzde 70’e yakın büyüme beklediklerini belirterek, “Katılım finansın geçmiş yıllarda olduğu gibi 2024’te de sektörün üzerinde bir aktif büyüme sergileyeceğini düşünüyoruz. 2024’te yüzde 50’ler seviyesinde bir büyüme öngörüyoruz.” dedi.

Uyan, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında yaptığı açıklamada, enerji ve gıda fiyatlarındaki görece normal seviyelere dönüş ve Çin ekonomisinin yeniden açılmasıyla birlikte önceki yıllardaki bir dizi finansal ve salgın gibi finansal olmayan şoklardan sonra küresel ekonomik aktivitenin 2023’e pozitif başladığını, tüm dünyada tarihi yüksek seviyeleri gören enflasyon oranlarının ise sıkılaştırıcı para ve maliye politikaları ve arz zincirindeki normalleşmeyle düşüş eğilimine girdiğini söyledi.

2022’de başlayan faiz artışları bu yıl da devam ederken, çekirdek enflasyondaki katılığın birçok ülke için kalıcı enflasyon riskinin henüz tamamen ortadan kalkmadığını gösterdiğini belirten Uyan, enflasyonun geçen yılki zirvelere göre düşürülmesinde kaydedilen ilerlemeyle birlikte fiyat istikrarının ekonomiler için artık bir problem olmadığını söylemek için henüz erken olduğunu, ekonomik aktivitenin, özellikle yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde hala salgın öncesi seyrinin gerisinde kalırken, küresel toparlanmada bölgeler arasındaki önemli farklılıkların dikkati çektiğini ifade etti.

Enerji ve emtia fiyatlarındaki normalleşme ve düzelen tedarik zincirleri nedeniyle gelişmiş ekonomilerde manşet enflasyon oranlarının düştüğünü, bununla birlikte çekirdek enflasyondaki, değişken gıda ve enerji hariç tutulduğunda, katılık nedeniyle enflasyon oranlarının merkez bankalarının yüzde 2 hedefine ulaşmasının yakın gelecekte muhtemel görünmediğini dile getiren Uyan, şöyle devam etti:

Çin ve Japonya gibi istisnalar dışında dünyanın çoğu yerindeki merkez bankaları, ekonomik büyümeyi yavaşlatmak, reel ücret artışlarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek amacıyla son 2 yıldır hem parasal hem de miktarsal sıkılaşma adımları atıyor. Doğal faiz hadlerinin oldukça üzerine çıkan merkez bankalarının en önemli önceliği fiyat istikrarı olurken, merkez bankalarının enflasyonla mücadele ile finansal istikrarı korumak arasında hassas bir denge kurma çabaları devam ediyor. Sermaye çıkışı, yerel para birimlerinin değer kaybetmesi, tüketici güveninin azalması ve ülke risk primlerinin yükselmesi olarak etkilerini gösteren küresel faiz artışları, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerini daha derinden etkiliyor. ABD faizlerinin yüksek seyretmesi dolar cinsinden varlıkların değerlenmesine ve gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışlarının artmasına yol açarken, bu da para birimlerinde değer kayıplarının yaşanmasına neden oluyor. Yerel para birimlerindeki değer kaybı bir yandan dolar cinsinden ihraç edilen borçların geri ödemelerinde zorluklar oluştururken, artan borçlanma maliyetleri ve likidite dışarıya akışları bu ekonomiler için enflasyon baskılarından dolayı yükselen faizlerin fiyat istikrarındaki iyileşmelere rağmen gelecek yıl da bir süre için devam edeceği anlamına geliyor.

“TL mevduat payı artacak ve enflasyondaki düşüşle daha fazla mudi TL talep edecek”

Ufuk Uyan, salgından bu yana gelen birikimli şokların sebep olduğu küresel makroekonomik risklerin enflasyon başta olmak üzere Türkiye ekonomisine yönelik etkilerini yakından takip ettikleri bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, bankacılık alanında bir yandan miktarsal sıkılaşma amaçlı piyasadaki likiditeyi azaltmaya yönelik regülasyonlar gelirken diğer yandan üretim ve yatırımın durmaması için selektif finansman düzenlemelerinin devam ettiğini gördüklerini bildirdi.

Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele kapsamında aldığı tedbirlerin 2024’te devam etmesini ve bankacılık sektörünün bu hususta önemli bir rol oynamasını beklediklerini ifade eden Uyan, “Tedbirlerin, üretimdeki aktiviteyi azaltmaması ve bir resesyona neden olmaması için ekonomi yönetiminin hassas adımlar attığını görmekteyiz. Ekonomi politikalarının sektör üzerindeki etkisinin fon tarafında döviz tevdiat hesapları, finansman tarafında ise selektif finansman düzenlemeleri üzerinden devam etmesini beklemekteyiz. Yılın ikinci yarısında başlayan güçlü enflasyonla mücadele söylemi ve parasal sıkılaşma adımlarının dezenflasyonist etkilerini 2024’ün ikinci yarısında görmeyi bekliyoruz.” diye konuştu.

Uyan, 2024’ün ikinci yarısında başlamasını bekledikleri enflasyondaki düşüşün, finansmana erişimin rahatlamasına ve bankacılık sektörü düzenlemelerinde bir miktar sadeleşmeye gidilmesine neden olmasını beklediklerini ifade etti.

Döviz konusunda ise ağustos sonunda alınan KKM’den TL vadeli mevduata geçişi teşvik eden kararların olumlu etkilerini gördüklerini belirten Uyan, yükselen getiri oranları ve yapılan teşviklerle birlikte TL mevduat payının artacağını ve enflasyondaki düşüşle birlikte daha fazla mudinin TL talep edeceğini söyledi.

Enflasyonla mücadele ederken ekonomik büyümeyi ve istihdamda artışı sağlamanın ekonomi yönetimleri için oldukça zor bir süreç olduğunu vurgulayan Uyan, Türkiye ekonomisinin geçmişte bunu başardığını ifade etti. Uyan, “Enflasyonda düşüş sağlanırken iktisadi büyümenin devam ettiğini biliyoruz. Mevcut ekonomi yönetimi de bu konuda büyük çaba sarf ediyor. 2024 için ekonomi yönetiminin güçlü enflasyonla mücadele vurgusu, parasal ve miktarsal sıkılaşma adımları ve bankacılık düzenlemelerinin gelecek yılın ikinci yarısı itibarıyla etkisini göstermesi beklenirken dezenflasyonist süreç takip edilecektir.” diye konuştu.

“Bankaların finansman verme iştahı KOBİ’lerde yoğunlaşmaya devam edecek”

Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan, yükselen enflasyon beklenti ve tahminleri, ayrıca TL dönüşüm hedefleri kapsamında vadesi biten KKM müşterilerine sunulan yüksek oranlarla birlikte eylül ayından itibaren faiz ve kar oranlarında yükseliş eğilimi olduğunu ifade ederek, ağustos ayında görmeye başladıkları istikrarlı marj oranlarının devam ettiğini söyledi.

Ekonomi yönetiminin liralaşma stratejileri ve KKM uygulamalarıyla yılın 9 ayında döviz fonlarının reel anlamda yüzde 10’a yakın azalış gösterdiğini belirten Uyan, önümüzdeki dönemde de yabancı para rasyo hedefleri ve KKM’nin, sektör genelinde en önemli gündemler olmaya devam edeceğini öngördüklerini, KKM bakiyelerinin hala toplam fon içinde kayda değer paya sahip olduğunu vurguladı.

Toplanan fonlar içindeki TL cinsinden fonların, haziran ayındaki kur artışıyla bir miktar gerilese de eylül sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 60 seviyesinde olduğunu belirten Uyan, KKM bakiyelerinin, toplam fon içinde kayda değer paya sahip olduğunu, ayrıca, Merkez Bankası kararı ile bankalar üzerindeki dönüşüm hedefinin gevşetilmesi ve kur korumalı hesaplardan TL fonlara geçiş için yeni hedefler getirildiğini anlattı.

Uyan, “Bireysel ve kurumsal finansmanlardaki menkul kıymet tesisi gereksinimleri kademeli olarak gevşetilse de 2024’te de devam edeceğini öngörüyoruz. Bu yüzden bankaların finansman verme iştahı, bazı finansman türleri hariç olmak üzere, KOBİ finansmanında yoğunlaşmaya devam edecektir. İhracat finansmanı, yatırım finansmanı ve tarımsal finansman gibi istisnai sektörlerde yüksek büyüme oranları görebiliriz.” diye konuştu.

Karlılık tarafına bakıldığında, bankacılıktaki düşük finansman iştahının bir süre daha devam etmesini öngörüyorken marjlarda belirgin bir daralma beklemediklerini ifade eden Uyan, “Hem bireysel kredi kartlarında hem de tüketici finansmanları genelinde enflasyon ve ücret artışları kaynaklı yüksek talep var. Fakat 2 yıldır süren makroihtiyati tedbirler ve yeni ekonomi yönetimiyle birlikte son dönemde artan parasal sıkılaştırıcı politikalar buradaki talebi de sınırlandıracaktır.” dedi.

“Katılım finans, toplumumuz tarafından giderek daha fazla tercih edilmekte”

Ufuk Uyan, 2023’ün 9 ayında, aktif büyüklükte kamu bankalarının yüzde 48 büyüdüğünü, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğündeki kamu payını dikkate aldıklarında, yıllık bazda aktif büyüme oranındaki yüksek sektör büyümesinin kamu taraflı olduğunu gördüklerini söyledi.

Söz konusu dönemde katılım bankalarının, geçmişte olduğu gibi sektörün yüzde 47 büyüme ortalamasının üzerinde, yüzde 51 büyüme performansı gösterdiğini, ayrıca katılım finans tarafında sermaye piyasası ürünlerinde bu dönemde ciddi artışlar gözlemlediklerini dile getiren Uyan, şunları ifade etti:

Özetle, katılım finansın kaynak tarafında çeşitlenme dikkati çekiyor. Yılın son çeyreğinde, katılım finans sektörünün aktif büyüklüğünde, nominal anlamda yılın ilk 9 ayında görülen performansa benzer şekilde bankacılık sektör ortalamalarının üzerinde seviyeler öngörüyoruz. Yıl sonunda katılım bankacılığı için yüzde 70’e yakın yıllık büyüme seviyeleri bekliyoruz. Katılım finans sektörü, çalışanların gayretiyle ve halkımızın teveccühüyle istikrarlı büyümesine 2023’te de devam etti. Bununla birlikte sektörümüz, 2023’teki ajandasını oluşturan etkin bilanço yönetimi, dijitalleşme, yetenek yönetimi ve sürdürülebilirlik ekseninde karlılıktan ödün vermeden Türkiye ekonomisine verdiği desteği sürdürdü. Tüm dünyada konvansiyonel finans sisteminin alternatifi olarak kabul edilen katılım finans, temel kurallarını faizsiz finans prensibine göre şekillendirdiği için toplumumuz tarafından giderek daha fazla ilgi görmekte ve tercih edilmektedir.

Türk bankacılık sektörünün, yeni nesil bankacılık kavramını farklı açılardan ele alarak şekillenmeye devam ettiğini belirten Uyan, dijital bankalar, finansal teknoloji şirketleri, e-para şirketleri, ödeme sistemleri ve dijital cüzdanlar gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin yeni nesil bankacılık ekosistemini oluşturduğunu anlattı. Uyan, “Türk bankacılık sektörü, önümüzdeki dönemde özellikle şu konulara özel bir vurgu yapacak gibi görünüyor; Açık Bankacılık, API Bankacılığı, Servis Model Bankacılığı, Platform Bankacılığı, Yatırım Teknolojileri ve Müşteri Deneyimi.” dedi.

“2024’te özellikle TL katılım hesapları odakta olacak”

Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan, Türk bankacılık sektörüne kullandırılan fon/kredi büyümeleri açısından bakıldığında, 2023’ün ilk dönemindeki büyüme ivmesinin; bankacılık düzenlemeleri, TCMB’nin faiz artışları, miktarsal sıkılaşma adımları ve selektif kredi uygulamaları gibi sebeplerle yılın geri kalanında giderek yavaşladığını ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu:

Bankacılık sektörü yatırım ve ihracat gibi istisnai sektörlere yönelirken yılın ilk 9 ayı itibarıyla yüzde 40’lık bir kredi büyümesi gerçekleşti. Katılım finans kuruluşlarının kullandırılan fon büyümesi ise geçmişte olduğu gibi Kuveyt Türk öncülüğünde bu yıl da sektörden ayrışarak üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 46 oranında gerçekleşti. Hem bireysel kredi kartlarında hem de tüketici finansmanları genelinde, enflasyon ve ücret artışları kaynaklı yüksek talep halen devam etmektedir. Ancak enflasyonla güçlü mücadele vurgusu ile son dönemdeki parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının, artan maliyetlerin de etkisiyle özellikle tüketici finansmanı ürünlerindeki talepleri düşürmesini beklemekteyiz. Kaynak tarafında ise hem ekonomi yönetiminin TL vurgusunun devam etmesi hem de artan kar payı oranları, 2024’te özellikle TL katılım hesaplarının odakta olacağını göstermektedir.

 

Politika yapıcıların bankacılık ve ekonomik dengeye dikkat ederek aldıkları tedbir ve düzenlemeler büyüme ve karlılık üzerinde etkisini göstermektedir. Öte yandan, katılım finans kuruluşlarının 2024’te şubeleşme stratejilerini özellikle kamu katılım finans kuruluşları tarafında güçlendirmesi muhtemel ancak dijitalleşmenin etkisiyle şube sayılarında daha kontrollü bir artış görebiliriz. Fiziksel ve dijital kanalların entegrasyonuyla müşteri deneyimi daha da ön planda olacaktır. 2024’te personel sayısındaki artışın daha dengeli ve dikey uzmanlık odaklı gerçekleşmesi beklenebilir. Katılım finans sektörünün olumlu yönde ayrışarak 2024 yılında da pazar kazanımına devam edeceğini ifade edebiliriz. Yüksek dijitalleşme oranı, kredi portföyü ve fon yapısı gereği konvansiyonel bankalardan olumlu yönde ayrışan katılım finansın, bankacılık sektöründen aldığı payın gelecek yıllarda yüzde 15’lik pazar payı hedefine ulaşma noktasında emin adımlarla yol alacağını belirtebiliriz.