Ekonomi

Küresel piyasalarda gözler IMF ve Dünya Bankası'nda

Küresel piyasalar, ABD ile Çin arasında güç mücadelesine dönüşen tarife politikalarındaki müzakere iyimserlikleri, Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları ve ABD Başkanı Trump'ın Powell'a yönelik eleştirilerinin öne çıktığı haftada karışık seyir izledi.

Gelecek hafta boyunca sürecek Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının yıllık toplantıları yatırımcıların odağına yerleşti.

Dünya genelinde enflasyon ve resesyon endişeleri sürerken, ABD yönetiminin tarifelere yönelik izlediği politikalar ile başta Çin olmak üzere diğer ekonomilerin verebileceği karşılıklar, küresel piyasalarda ana belirsizlik unsuru olmaya devam etti.

Karşılıklılık esaslı tarifelerin yarı iletken ve bazı teknoloji ürünlerine uygulanmayacağının açıklanmasının ardından hafta başında artan risk iştahı, takip eden gelişmeler ışığında belirli ölçüde azaldı.

Küresel çip üreticisi Nvidia, ABD'nin Çin'e yönelik bazı çip ihracatlarında yeni kısıtlamalar getirdiğini açıkladı.

Şirket tarafından ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna (SEC) konuya ilişkin yapılan bildirimde, ABD hükümetinin H20 entegre devrelerinin Çin'e ve belirli diğer ülkelere sevkiyatı için lisans zorunluluğu getirdiği aktarıldı.

Nvidia'nın kurucusu ve patronu Jensen Huang, Washington yönetiminin Çin'e yönelik yeni çip kısıtlamasını bildirmesinin ardından bu ülkeye sürpriz ziyaret gerçekleştirdi.

Çin medyasına göre Huang, Çin Uluslararası Ticareti Teşvik Konseyi (CCPIT) Başkanı Rın Hongbin ile yaptığı görüşmede, Nvidia'nın Çin'i "anahtar bir pazar" olarak gördüğünü ve işbirliğini sürdürmeyi umduğunu vurguladı.

Geçen hafta tarifelere ilişkin gelişen müzakere iyimserlikleri piyasalardaki risk algısını bir miktar azaltırken, olumlu sinyallere rağmen Çin tarafından henüz somut bir diyalog adımı atılmaması, yatırımcıların temkinli hareket etmesine neden oldu.

Konuya ilişkin her yeni haber akışı piyasaların yönü üzerinde etkili olurken, yatırımcıların olası gelişmelere karşı pozisyon alma reflekslerinin önemi daha da arttı.

ABD Başkanı Trump, perşembe günü Oval Ofis'te Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i temsil ettiğine inandığı yetkililerin görüşmelere başlamak için girişimde bulunduğunu söyledi. Ancak Trump, kendisiyle Şi arasında direkt temas olup olmadığına dair sorulara cevap vermedi.

Geride kalan haftada Japon yetkililerle görüşen Trump, perşembe günü de İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'yi Beyaz Saray'da ağırladı. Trump, Avrupa Birliği (AB) ile ticaret anlaşması yapılabileceğini ifade etti.

Tarifelerin küresel büyüme ve enflasyon üzerindeki olumsuz etkileri de geçen haftanın önemli meseleleri arasında yer aldı.

Fed Başkanı Powell, çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar açıklanan tarife artışlarının seviyesi beklenenden çok daha büyük. Aynı durumun ekonomik etkiler için de geçerli olması muhtemel, bu etkiler arasında daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyüme yer alacaktır." ifadelerini kullandı.

Powell, bankanın kendini enflasyon ve istihdam hedeflerinin gerilim içinde olduğu zorlu senaryonun içinde bulabileceği uyarısında bulundu.

Trump ise Fed Başkanı Powell'a yönelik, "Gidecek, eğer (görevden) ayrılmasını istersem ayrılır. İşini yaptığını sanmıyorum. Her zaman çok geç kalıyor, biraz yavaş ve ondan memnun değilim. Eğer gitmesini istersem, inanın bana hemen gider." söylemlerinde bulundu. Powell'ın siyaset yaptığını öne süren Trump, faiz oranlarının düşmesi gerektiğini savundu.

Tarifelerin küresel ekonomiye olası etkilerinin değerlendirildiği bu dönemde Trump'ın Fed Başkanını hedef alan açıklamaları, bir süredir geride duran Fed-Trump uyuşmazlıklarına duyulan endişeleri yeniden gündeme taşıdı.

Öte yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, gelecek hafta yayımlanacak Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'ndaki yeni ekonomik büyüme tahminlerinde önemli aşağı yönlü revizyonlar olacağını ancak resesyon öngörülmediğini dile getirdi.

Fed yetkililerinin açıklamaları da takip edilirken, Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, işletmelerin tarife maliyetini hızla ve tamamen yansıtması durumunda enflasyonun gelecek aylarda yüzde 5'e yaklaşabileceğini anlattı. Waller, resesyon riskinin enflasyon riskinden daha ağır basacağını düşündüğünü kaydetti.

Analistler, gelecek dönemde bu konulara ilişkin gelişmelerin yakından takip edileceğini belirterek, yeni haftada IMF ve Dünya Bankasının yıllık toplantılarından gelecek mesajların piyasaların yönü üzerinde etkili olabileceğini söyledi.

Bu gelişmeler ışığında tahvil piyasalarında alıcılı seyir hakim olurken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 15 baz puanlık azalışla haftayı yüzde 4,33'ten kapattı.

Altının ons fiyatı, haftayı yüzde 2,7 değer kazancıyla 3 bin 327 dolardan tamamlarken, dolar endeksi de haftalık bazda yüzde 0,7 düşüşle 99,4'ten kapandı. Brent petrolün varil fiyatı, geçen haftayı yüzde 4,7 artışla 67 dolardan tamamladı.