Küresel Piyasalarda Ekonomik ve Jeopolitik Riskler

ABD’de başkanlık seçimleri geride kalırken, önümüzde küresel piyasalara dair, ekonomik ve jeopolitik riskler olmak üzere iki temel başlık bulunmakta. Küresel ekonomik riskler tarafında Japonya’nın faiz artırım süreci, Çin ekonomisinde ekonomik aktivitenin zayıf kalması ve Euro Bölgesi’nde büyüme ve enflasyon göstergelerinin düzelmemesi sıralanabilir. Ancak daha da önemlisi Trump’ın seçim süreci boyunca sürekli dile getirdiği ve uygulayacağını iddia ettiği politikaların küresel ekonomi üzerindeki riskleri. Senato ve temsilciler meclisinin Cumhuriyetçiler tarafından kazanılması ile Trump’ın kongrenin her iki kanadında da güç kazanmasını göz ardı etmemek gerekiyor. Bu durum, Trump’ın koltuğa oturduktan sonra alacağı kararları kolay ve hızlı şekilde uygulamaya sokmasının önünü açıyor. Dolayısıyla şu aşamada, küresel ekonomik risklerin başında, Trump’ın bundan sonraki süreçte uygulayacağını söylediği politikalar geliyor.

Trump, seçim sürecinde, ABD içerisinde vergi indirimleri, küresel ticarette ise gümrük tarifelerini sık sık dile getirmişti. Trump, eğer bu politikaları hayata geçirirse, bunun küresel ekonomi ve finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin ciddi riskler barındırdığı herkes için aşikar. Böyle bir tabloda olası vergi indirimlerinin ABD büyümesini desteklemesi beklense de, gümrük tarifelerinin ABD özelinde sadece enflasyon yaratmakla kalmayıp, büyüme üzerinde baskılayıcı bir etkisinin olacağı tahmin edilmekte. Dolayısıyla bir yandan vergi indirimleri bir yandan gümrük tarifelerinin ekonomi üzerindeki ağırlıklı etkisinin ABD büyümesini baskılayıcı yönde olacağına dair görüşler öne çıkmakta. Böyle bir tabloda finansal piyasaların da buna paralel şekillenmesi ve Fed’in faiz indirimlerine devam edeceği öngörülmekte. Diğer yandan ABD’de mevcut makroekonomik göstergelerin iyi seviyelerde olması, Trump’ın bu göstergeleri bozacak uygulamaları göze alıp alamayacağı sorusunu da beraberinde getiriyor.

Jeopolitik riskler tarafında ise İsrail-Filistin ve Rusya-Ukrayna savaşları sürerken, ABD seçimleri sonrasındaki gelişmeler daha dikkate değer bir hal almış görünüyor. İsrail ve Filistin savaşının sonlandırılmasına yönelik Biden yönetiminin İsrail ve Hamas arasında görüşmeler gerçekleştirdiği iddia edilirken, geride bıraktığımız hafta içerisinde Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin tırmandığı görüldü.

Trump’ın uygulayacağı olası politikaların tedirginliği, Euro Bölgesi ve Çin gibi ekonomilerin bundan sonraki sürece dair oluşturduğu riskler ve küresel ekonomiye dair soru işaretleri ile küresel jeopolitik riskler bir süre daha dünya piyasalarını etkisi altında tutmaya devam edecek görünüyor. Daha kısa vadede jeopolitik riskler öne çıksa da orta ve uzun vade de sırasıyla Trump’ın uygulayacağını söylediği politikalara dair atılacak adımlar ve Avrupa ile Çin’deki ekonomik gelişmeler belirleyici olmaya devam edecek gibi…