Dünya ekonomisi enflasyon ve resesyon baskılarını hissetmeye devam ederken, ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarının olası ekonomik etkilerine yönelik endişeler sürdü.
Özellikle tarifeler yoluyla ABD'nin önemli ticaret ortaklarıyla yaşanabilecek sorunlara dair kaygılar öne çıkarken, jeopolitik risklerin varlığını koruması da piyasaların yönü üzerinde belirleyici oldu.
Bununla birlikte, Trump'ın söz konusu adımlarının ABD'de enflasyonist baskıları artırabileceği ve bu zamana kadar enflasyonla mücadelede önemli mesafe kaydeden ABD Merkez Bankasının (Fed) politika alanını daraltabileceğine ilişkin soru işaretleri fiyatlamaları zorlaştırdı.
ABD'de makroekonomik verilerden alınan sinyaller ülkede enflasyonist baskıların canlanabileceğine yönelik endişeleri beslerken, ileriki dönemde Trump ve Fed arasında politika uyuşmazlıkları oluşabileceği yönündeki şüpheleri belirginleştirdi.
Analistler, ABD'de yeni haftada açıklanacak ve Fed'in yakından takip ettiği Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) Fiyat Endeksi'nin, bankanın gelecekteki politika adımlarına dair sinyaller vereceğini kaydederken, para piyasalarındaki fiyatlamalarda ise Fed'in bu yıl iki faiz indirimi yapacağının öngörüldüğünü ifade etti.
Öte yandan, Trump, Amerikan şirketlerine uygulanan dijital hizmet vergileri gibi yabancı hükümetler tarafından getirilen vergilere karşı tarifeler dahil olmak üzere karşılık verici adımların değerlendirilmesine yönelik bir karara imza attı.
Beyaz Saray'da Ticaret Bakanı Howard Lutnick'in yemin töreninde gündeme dair açıklamalarda bulunan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin bir araya gelmeleri gerekeceğini kaydederek, "Bir ateşkes görmek ve anlaşmanın yapılmasını istiyorum. Bence anlaşmayı yapmak için bir şansımız var." dedi.
Ayrıca geçen hafta, Fed'in politika faizini değiştirmeyerek yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttuğu son toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı tutanakları, yetkililerin temkinli olmaya devam ettiğini ortaya koydu.
Tutanaklar, politika faizinde ek ayarlamalar yapmadan önce enflasyon konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesinin istendiğini gösterdi.
Ekonomik görünüme ilişkin risk ve belirsizliklere değinilen tutanaklarda, Fed yetkililerinin çoğunun Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılmasına yönelik risklerin kabaca dengede bulunduğu kanaatinde olduğu ancak birkaçının enflasyon hedefine dair risklerin daha fazla olduğunu değerlendirdiği belirtildi.
Tutanaklarda, yetkililerin özellikle ticaret ve göç politikasındaki muhtemel değişikliklerin, jeopolitik gelişmelerin tedarik zincirlerini bozma potansiyeli ve beklenenden daha güçlü hane halkı harcamalarının enflasyon üzerindeki olası etkilerini dile getirdiği bildirildi.
Analistler, Fed yetkililerinin değişen ekonomik ve ticaret politikalarına yönelik bekle ve gör yaklaşımını benimsediğini kaydetti.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ise Trump yönetiminin yaptığı her şeyin "dezenflasyonist" olacağını öne sürerek, enerji maliyetlerini düşüreceklerini, düzenlemeleri azaltacaklarını ve vergi indirimlerini kalıcı hale getireceklerini, böylelikle gelir artışı ve maliyet düşüşü sağlayacaklarını anlattı.
Tarifeler nedeniyle bir fiyat ayarlaması yapılırsa bu durumun geçici olacağını savunan Bessent, bunun ABD Merkez Bankasının (Fed) faizleri düşürmesini uzun süre engellemeyeceğini ifade etti.
Bessent, Fed'in politika gevşemesine gitmesinin ABD'nin uzun vadeli hazine tahvili faizlerinin yükselmesine neden olup olmadığına yönelik soruya cevaben, geçen yıl eylül ayındaki faiz indiriminin boyutunun büyük olduğunu düşündüğünü, piyasanın da buna tepki verdiğini dile getirdi.
Fed yetkililerinin sözlü yönlendirmeleri de takip edilirken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, enflasyonun 2022'de ulaştığı 40 yılın en yüksek seviyesinden düşürülmesinde büyük ilerleme kaydedildiğinin unutulmamasının önemli olduğunu vurgulayarak ekonomideki belirsizlik düzeyinin ve Trump yönetiminin tarifeler konusunda gelişen politikalarının etkisinin olabileceğini belirtti.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de temel beklentisinin bu yıl içinde iki çeyrek puanlık faiz indirimi olduğunu ancak buna yönelik belirsizliğin oldukça önemli olduğunu ifade etti.
St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem ise piyasa ve bazı anketlerin kısa vadeli enflasyon beklentilerinin son 3 ayda belirgin şekilde arttığını gösterdiğini, enflasyonun mevcut hedefin üzerinde kalması veya beklentilerin artması halinde daha kısıtlayıcı bir para politikası seyrinin uygun olabileceğini belirtti.
Makroekonomik veri tarafında, imalat sanayisi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) şubatta aylık 0,4 puan artarak 51,6 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.
Aynı dönemde hizmet sektörü PMI 3,2 puan azalarak 49,7 ile 25 ayın en düşük seviyesine gerilerken, imalat ve hizmet sektörlerini kapsayan bileşik PMI aylık bazda 2,3 puan azalarak 50,4'e indi ve 17 ayın en düşük seviyesini kaydetti.
ABD'de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, şubatta aşağı yönlü revize edilerek 64,7 oldu.
Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi şubatta yüzde 3,3'ten yüzde 4,3'e çıkarken Kasım 2023'ten bu yana en yüksek seviyesini gördü. Uzun vadeli enflasyon beklentisi de yüzde 3,2'den yüzde 3,5'e yükseldi. Bu, Mayıs 2021'den bu yana kaydedilen en büyük aylık artış oldu.
ABD'de ikinci el konut satışları da ocakta yüzde 4,9 azalarak piyasa beklentilerinin altında kaldı.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,42 seviyesine gerilerken, dolar endeksi haftalık bazda yüzde 0,17 düşüşle 106,6'ya indi.
Geçen hafta rekor seviyeleri gören altının ons fiyatı, haftalık bazda yüzde 1,76 yükselişle 2 bin 936 dolardan alıcı buldu.
Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 0,67 azalışla 73,9 dolara geriledi.