Avrupa’nın dev ülkelerinde daralma sinyali üreten veriler, ihracatçı şirketlerin hisseleriyle ilgili soru işaretlerini artırdı. Fakat her zaman olduğu gibi yüksek risk dönemleri aynı zamanda yüksek fırsatları da beraberinde getiriyor.

Avrupa bölgesinde yılın ikinci yarısından itibaren kendisini hissettiren talep bazlı durgunluğun, önümüzdeki yılın ilk yarısında da devam etmesi muhtemel. Öte yandan dış tedarik hedefinin artan çekiciliğine ilişkin verilerle süslenen alternatif pazarlar, değer zincirinde yükseliyor. Gündemdeki ihracat teşvikleri, özellikle Avrupa yerine Rusya, Bağımsız Devler Topluluğu, Asya ve Orta Doğu gibi büyüyen pazarlara odaklanan gıda şirketleri için fırsata dönüşüyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek şirketleri, iç talebin yavaşlayacağı ve mutlaka dış pazar arayışına girmeleri gerektiği konusunda uyardı.

Merkez Bankası, büyüme kompozisyonunu ihracat lehine değiştirerek, iç talep yerine ihracat kaynaklı büyüme elde etmeyi, böylece enflasyon ile mücadelede fayda sağlamayı ve cari açığı azaltmayı hedefliyor.

Ancak, Türkiye’nin büyük ölçüde ihracata dayalı ekonomisi, Avrupa’dan gelen talebin kötüleşmesinin bir sonucu olarak erken uyarı verirken; dış tedarik hedefinin artan çekiciliğine ilişkin verilerle süslenen Asya ve Orta Doğu pazarları değer zincirinde yükseliyor.

Bu, özellikle Avrupa yerine Rusya, Bağımsız Devler Topluluğu, Asya ve Orta Doğu gibi büyüyen pazarlara odaklanan gıda şirketlerini öne çıkaracak bir durum. Ekonomi yönetiminin ihracatı desteklemek için atacağı adımlar, sadece TL’nin istikrara kavuşması veya sadece cari hesap açığını finanse etmek için değil; aynı zamanda Borsa İstanbul’daki sermaye çıkışını dengelemek için de kritik önemde.

Yatırımcılar, ellerindeki TL varlıklarına eklemeye devam edecek mi? Bu, ihracat pazarlarındaki dengesizliklerle sınanan borsa şirketlerinin en büyük kırılganlığı. Uzmanlar yüksek getiri için, KAP açıklamalarında pazar alanlarını genişleten şirketlerin takip edilmesi gerektiği konusunda yatırımcıları uyarıyor.

UZMAN GÖRÜŞLERİ

ORTA DOĞU PAZARI ÖNE ÇIKABİLİR

2024 yılının ilki yarısı ile ikinci yarısı bir birinden farklı temalar ve ekonomik koşullarla geçebilir. Bunun en güçlü örneği dün Fed’in para politikasında faiz indirim mesajı vermesiyle oldu. Oyun kurucu merkez bankalarının önümüzdeki yılın ikinci yarısında faiz indirimlerine başlaması bekleniyor. Ancak 2024 yılının ana teması küresel büyümede yavaşlama olacak. Dolayısıyla ihracat kanallarında da daralmalar görülebilir. Avrupa ekonomisi yüksek faiz ve zayıf küresel talep nedeniyle baskı altında kalmaya devam ediyor. Yüksek faizlerin yılın ilk yarısında ekonomiyi baskılaması ve hane halkı talebini azaltması beklenebilir. Bu dönemde Avrupa’ya ihracat yapan şirketlerin pazar çeşitlendirmesi yapması oldukça önemli hale geliyor.

2024 yılında Çin ekonomisinde de yavaşlama bekleniyor ancak Covid-19 etkisinin azalması ile Asya pazarı, faiz indirim süreci ile birlikte ABD pazarı ve lojistik avantajı ile Orta Doğu pazarı ön plana çıkabilir. 2023 yılı son bilanço döneminde Türk Havayolları, Borusan Mannesmann, Ford, Çimsa, Kocaer Çelik, Vestel Beyaz Eşya, Arçelik, Otokar, Coca-Cola gibi şirketler ihracat yapılarıyla ön planda çıktılar. Bunların içinde mevcut konjonktürden pozitif yönde etkilenmeye devam edecek şirketler hâlen varlığını sürdürüyor.

Seçici olmanın öneminin arttığı bu dönemde şirketlerin sadece ihracatıyla güçlü olması değil, değişen ekonomik rüzgârdan da pozitif etkilenmesi önemli. 2024 yılında ön planda kalmaya devam etmesini beklediğim havacılık sektöründe; Türk Hava Yolları, TAV Havalimanları ve Pegasus güçlü kâr potansiyeliyle bir kez daha dikkatleri üzerine toplayabilir. Bununla birlikte içecek ve gıda sektöründen ihracat oranı yüksek Coca-Cola, Elit, Göknur ile Yayla Gıda’nın ön planda olmasını beklerken, Migros, Ülker, BİM ve Şok Marketler’in de kendi iç dinamiklerinden ötürü gücünü korumasını beklemekteyiz.

Öte yandan Kocaer Çelik, Astor Enerji, Europen Endüstri, Kimpur, Sayaş, Kontrolmatik yine bu açıdan takip edilebilir. İhracat yapısı, portföy çeşitlendirmesi, mevcut para politikası ve etkileri ile yaşanan ekonomik değişim dikkate alındığında portföyde bulunması gereken hisseler arasında, Coca-Cola, Astor Enerji, Türk Hava Yolları, Sayaş, Kimpur ve Kocaer Çelik takip edilebilir.

GIDA, OTOMOTİV VE HAVACILIK POZİTİF ETKİLENDİ

Öncelikle yurt içinde merkez bankasının faiz artırımları ve dolayısı ile yurt içi talebi baskılaması nedeni ile kredi ve mevduat faizlerinin yanı sıra KMH ve kredi kartı faizlerinin yükseldiğini gördük. Çeşitli kanallardan kredi yolları açık olmakla beraber; pek tabii faizlerin bu kadar yüksek olması yurt içi tüketimin baskılanmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca TL mevduat faizlerinin yüzde 40-50’ler seviyesine yükselmesi karşısında, yine tüketim yerine tasarrufun teşvik edilmesi söz konusu olabilir. Bununla beraber merkez bankası bir taraftan yurt içi talebi baskılayabilecek Avrupa bölgesinde yılın ikinci yarısından itibaren kendisini hissettiren talep bazlı durgunluğun, önümüzdeki yılın ilk yarısında da devam etmesi muhtemel. Öte yandan dış tedarik hedefinin artan çekiciliğine ilişkin verilerle süslenen alternatif pazarlar, değer zincirinde yükseliyor.

Gündemdeki ihracat teşvikleri, özellikle Avrupa yerine Rusya, Bağımsız Devler Topluluğu, Asya ve Orta Doğu gibi büyüyen pazarlara odaklanan gıda şirketleri için fırsata dönüşüyor. SERAP SÜRMELİ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek şirketleri, iç talebin yavaşlayacağı ve mutlaka dış pazar arayışına girmeleri gerektiği konusunda uyardı. Merkez Bankası, büyüme kompozisyonunu ihracat lehine değiştirerek, iç talep yerine ihracat kaynaklı büyüme elde etmeyi, böylece enfl asyon ile mücadelede fayda sağlamayı ve cari açığı azaltmayı hedefl iyor. Ancak, Türkiye’nin büyük ölçüde ihracata dayalı ekonomisi, Avrupa’dan gelen talebin kötüleşmesinin bir sonucu olarak erken uyarı verirken; dış tedarik hedefinin artan çekiciliğine ilişkin verilerle süslenen Asya ve Orta Doğu pazarları değer zincirinde yükseliyor.

Bu, özellikle Avrupa yerine Rusya, Bağımsız Devler Topluluğu, Asya ve Orta Doğu gibi büyüyen pazarlara odaklanan gıda şirketlerini öne çıkaracak bir durum. Ekonomi yönetiminin ihracatı desteklemek için atacağı adımlar, sadece TL’nin istikrara kavuşması veya sadece cari hesap açığını finanse etmek için değil; aynı zamanda Borsa İstanbul’daki sermaye çıkışını dengelemek için de kritik önemde. Yatırımcılar, ellerindeki TL varlıklarına eklemeye devam edecek mi? Bu, ihracat pazarlarındaki dengesizliklerle sınanan borsa şirketlerinin en büyük kırılganlığı. Uzmanlar yüksek getiri için, KAP açıklamalarında pazar alanlarını genişleten şirketlerin takip edilmesi gerektiği konusunda yatırımcıları uyarıyor. parasal sıkılaştırma adımları atarken; diğer tarafta krediler ve faizler üzerinden ihracatı daha avantajlı bir duruma getirmeye çabalıyor.

Bunun iki önemli sebebi var: Birincisi büyüme kompozisyonu ihracat lehine değiştirerek iç talep yerine ihracat kaynaklı büyüme elde etmek, böylece enfl asyon ile mücadelede fayda sağlamak, ikinci önemli bir amaç da dış ticaret ve cari açığı azaltmak. Dolayısı ile yurt içi talep hala daha tam olarak baskılanmamışken, firmaları ihracat tarafına teşvik etmek ve uyarmak normal. Türkiye’nin ana ve geleneksel ihracat pazarının yaklaşık yarısı Avrupa ülkeleri ve en başta Almanya olmakla beraber; alternatif ihracat pazarları arasında ABD, Asya ve Orta Doğu öne çıkıyor. İhracattaki sorunlar önceden fiyatlandı Borsa İstanbul’da bazı sanayi firmalarının gelirleri arasında ihracat önemli yer tutarken, geriye kalan şirketlerin önemli bir kısmı da ihracat odaklı çalışmaktadır.

İhracat odaklı çalışan şirketlerin bilançoları -otomotiv ve gıda sektörü hariç- yüksek enfl asyon, döviz kurlarının enfl asyona göre daha az artması ve küresel talep zayıfl ığı nedeni ile ürün marjlarının gerilemesi gibi sebeplerle negatif ayrıştı. Düşük oranda kâr artışları, hatta kârlılıkta azalmalar görüldü. Şu anda bu durum büyük ölçüde devam ediyor. Ancak ihracat odaklı şirketlerdeki bu durum fiyatlandı ve hisse performansları yıl içerisinde BIST-100 endeksine kıyasla geride kaldı. Şayet önümüzdeki yıl, konjonktür değişir ya da değişeceğine dair beklenti oluşursa; bu şirketlerin endeksin üzerinde bir performans göstermesi olasıdır ve özellikle izlenmesi gerekir. Bu sene özellikle ihracat yapan (ürün ve hizmet ihracı) gıda, otomotiv ve havacılık sektörleri konjonktürden pozitif etkilendi. Başta Ford olmak üzere Tofaş ve Türk Traktör, gıda ve içecek sektöründen Anadolu Efes, Coca-Cola İçecek, havacılık tarafında ise Türk Hava Yolları, Pegasus ve Tav Havalimanları’nı sayabiliriz. Şu an bu şirketlerin hisse fiyatları uygun seviyelerde olmakla beraber beklentileri olumludur. Bu şirketlerin hisselerini portföylerde tutmak faydalı olabilir.

Özellikle Ford, Tofaş, Anadolu Efes ve Coca-Cola. Ayrıca gıda ve içecek şirketlerinin pazarı geleneksel Avrupa pazarı yerine, Rusya, Bağımsız Devler Topluluğu, Orta Asya ve Ortadoğu’dur. Yani büyüyen pazarlarıdır. Öte yandan bu sene zayıf dış talep ve ürün marjları ve kur seviyesinden dolayı kârlarını daha az artırmış ya da artırmamış; ancak bu durum hisse fiyatına yansımış üretici ve ihracatçı firmalar var. Bunların başında en çok etkilenen Kordsa var. Bununla beraber Şişe Cam, Aksa Akrilik Borsa İstanbul getiri ortalamasının aşağısında kalmakta. Eğer 2024 yılında bu şirketlerin ürettikleri ürünlerin marjlarında olumlu bir gelişme olursa, kâr artışları ve dolayısı borsa üzerinde bir performans görebiliriz. Bu açından bu şirketler de yakın izlenmeli.

ÇELİK VE COCA-COLA EN AZ ETKİLENECEKLER LİSTESİNDE

Türkiye’nin en önemli ihracat pazarını oluşturan Avrupa bölgesinde 2023 yılının ikinci yarısından itibaren kendisini hissettiren talep bazlı durgunluğun 2024 yılı ilk yarısında da devam etmesi muhtemel senaryo olarak öne çıkıyor. Özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörleri, devam eden resesyon endişeleri beraberinde talep odaklı durgunluktan etkilenebilir. Ancak, başta ABD ve Avrupa haricinde coğrafi yakınlığa sahip ülkelerle güçlü bağlantılara sahip şirketler açısından ise durum lehlerine potansiyel fırsatlar oluşturabilir. Bu çerçevede incelendiğinde, katma değeri yüksek profil çelik ürünü ABD pazarına sunan Kocaer Çelik örnek olarak gösterilebilir.

Diğer yandan, model portföyümüzde yer alan Coca-Cola İçecek faaliyet gösterdiği 11 ülkede ve Orta Doğu’da özellikle Özbekistan ve Irak sırasıyla yıllık yüzde 27 ve yüzde 20’lik artışlarla hacim büyümesine en büyük katkıyı sağlayan ülkeler olarak öne çıkmakla birlikte, bu pazarlardaki hem yüksek potansiyel hem de mevcut hacimlerini koruması sayesinde olası durgunluktan en az etkilenecek şirket olarak öne çıkmaktadır. 2023 yılı, Ford Otosan, Vestel Beyaz Eşya, Ulusoy Un, Alarko Holding, Vestel, Coca- Cola İçecek, Arçelik, Otokar, Çimsa Çimento, Karsan, Şişecam gibi şirketler yüksek ihracatlar performanslarıyla ön plana çıkmış olsalar da ihracatçılar için zorlu bir dönemdi. Özellikle dolar/TL kurunun seçim öncesi süreçte görece sabit seyri, enflasyonist temada yüksek girdi maliyetlerine maruz kalan ihracatçı şirketleri olumsuz etkiledi.

Girdi maliyetlerindeki kademeli azalışlara rağmen, 2024 yılında TL’nin reel anlamda değer kazanma olasılığı, ihracat yoğun şirketler açısından sisli havanın geride kaldığına işaret etmiyor. Yine de yeni ekonomi yönetiminin cari denge konusundaki hassasiyeti, ihracatı destekleme politikaları beraberinde ihracatçı şirketlere çeşitli teşviklerle mekanizmaları oluşturarak, ihracat pazarlarındaki potansiyel fırsatlardan yararlanma adına zemin oluşturabilir. Bu çerçevede, 2024’ün ikinci yarısından itibaren, küresel makro ekonomik dengelerin tekrardan sağlanmasıyla ihracatçı şirketler için önemli bir fırsat penceresinin doğacağını öngörüyoruz. Ancak, enflasyonun üstesinden gelmek, ihracatçı şirketlerin en iyi senaryosunun gerçekleşmesi için önemli bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.

Hem maliye hem de para politikalarında sadeleşme adımlarının devam etmesi, ihracat yoğun şirketlere yönelik kaynak temini açısından teşvik mekanizmalarının işlemesi durumunda, ihracat pazarlarındaki yaşanacak talep toparlanması beraberinde potansiyel fırsatlar barındırmaktadır. Bu nedenle, ihracatçı şirketlerin görece daha iyi performans gösterebilmesi açısından hem makro hem mikro ekonomik gelişmelerin önem kazanacağı bir dönem bizleri bekliyor. Bu durumun, 2024’ün ikinci yarısı itibariyle, tekrar güçlenerek gündemde yerini koruyacağı düşüncesindeyiz. Bu dönemde otomotiv sektöründe güçlü toparlanma beklemezken, Aksa ve Kordsa takibe alacağımız şirketler arasında.

PAZAR ÇEŞİTLENDİRMESİYLE ÖNE ÇIKAN ŞİRKETLER

2023 yılı enflasyonla mücadele kapsamında faiz artışları ile geçerken Euro Bölgesi’nde büyüme olumsuz etkilendi. Büyümenin hem bu yıl hem de 2024 yılı için sıfıra yakın gerçekleşmesi beklenen Euro Bölgesi’nin Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarından biri olması nedeniyle burada yaşanacak olası bir daralma Türkiye’nin ihracatına negatif yansıyacaktır. Bu noktada bölgesel şokların getireceği kırılganlıkların önlenmesi açısından yeni ihracat pazarlarının önemi de artmakta. Nitekim pazar çeşitlendirmesinin artması dış talepteki bölgesel dalgalanmalara karşı da koruma sağlamaktadır.

Bu çerçevede el alındığında hâlihazırda zaten ihracat yaptığımız Orta Doğu, Afrika ve Asya, Türkiye için ihracatın ve pazar payının daha da arttığı pazarlar olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan Avrupa’da ekonomik büyümeye yönelik beklentiler kötümser olsa da ABD tarafında ekonominin hızlı toparlandığı görülmekte. Dolayısıyla ABD’ye ihracatın artırılması da bu kapsamda değerlendirilebilir görüşündeyim. Alternatif ihracat pazarlarına yönelen şirketlere baktığımızda sınırlı da olsa Orta Doğu ve Asya’nın ihracat kırılımındaki payının arttığını gördüğümüz Şişecam; Avrupa ve Amerika’nın dışında Orta Doğu, Afrika ve Asya pazarlarına ihracat yapan Kontrolmatik ve Europower ile Suudi Arabistan, Katar, Bakü ve daha pek çok yerde yurt dışı iştirakleri bulunan Aselsan öne çıkıyor.

Satışlarının yüzde 60’tan fazlasını yurt dışına gerçekleştiren Borusan Mannesmann, Ford Otosan, Otokar ve Coca-Cola İçecek 2023 yılında öne çıkan şirketler arasında sayabiliriz. Mali yapılarının ve kârlılık tarafında marjların güçlü olması 2024 yılında da bu şirketlerin pozitif ayrışmasını destekleyebilir. Diğer yandan Ford Otosan ve Otokar’ın ihracat pazarının ağırlıklı olarak Avrupa olması bu şirketler için baskı unsuru olmaya devam edebilir. Bu kapsamda 12 aylık periyotta Borusan için hedef fiyatımız yüzde 46 getiri potansiyeli ile 900 TL seviyesinde iken Ford Oto ve Otokar için hedef fiyatlarımız sırasıyla 1.187 TL ve 598,55 TL şeklinde. Al önerimizi sürdürdüğümüz Coca-Cola İçecek tarafında ise hedef fiyatımız 527,85 TL seviyesinde.

COCA-COLA İÇECEK PARLIYOR

Özellikle 2020’den itibaren ucuz para dönemine girilmesiyle birlikte ihracatçı şirketlerin hacimlerini yüksek oranlarla artırdığına şahit olduk. Öncelikle bu ucuz para döneminde ihracatını arttıranlar olduğu gibi gelişimlerine katkı sağlayan şirketler de öne çıktı. Çünkü bir süre için birçok şirket, ARGE ve benzeri durumlara kaynak ayıramayabilir. Bir şirketin finansal verilerinde yer alan ihracat oranı, yurt dışı satışlarının toplam satışlara oranını temsil eder. Yüksek orana sahip olan şirketler satışlarının büyük bir çoğunluğunu yurt dışına yapar.

Borsa İstanbul endekslerindeki ihracat lideri şirketlerin 2023 performansında öne çıkanlara göz attığımızda başı çeken şirketler havacılık tarafında Türkiye Hava Yolları, dayanıklı tüketim tarafında Vestel Beyaz Eşya ve otomotiv sektöründe de Ford Otosan başı çekiyor. Bu üç şirketin ihracat oranı yüzde 65 seviyesinin üzerinde ve ayrıca kendi sektörlerinde de lider. Bununla birlikte 2023 yılı başından bu yana ihracat hacimlerindeki değişim Vestel Beyaz Eşya’yı hariç tuttuğumuzda yine yüzde 65 seviyelerinde. Sektörlerinde lider olan ihracatçı diğer şirketlere baktığımızda örneğin içecek sektöründe Coca Cola İçecek parlıyor. 2023 yılında da ihracatını yüzde 95 artırmış durumda.

Bu arada Vestel’in ihracat oranı yüzde 63’lerde olmasına rağmen bu yıl yaptığı ihracatın yüzde 11 oranında düştüğünü gördük. Dolayısıyla yatırım yaparken araştırma önemli. Şirketlerin finansal ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü ve ihracat stratejilerini incelemek gerekir. Ayrıca, sektörel ve küresel ekonomik şartları da göz önünde bulundurmalı. Normalde bize üniversitelerde öğretilen Avrupa’nın en iyi ihracat pazarı olduğudur. Ancak bu öğreti zaman içinde yaşanan daralmalar ve krizlerle değişti. Artık şirketler özellikle Orta – Uzak Asya ve Orta Doğu kanallarına doğru yönelmek istiyorlar. KAP açıklamalarında pazar alanlarını genişleten şirketler takip edilmelidir. Farklı alternatif bölgelere yayılan şirketler önemli görülebilir.

METAL VE PLASTİK FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ, BEYAZ EŞYADA KÂRI ARTIRABİLİR

Yeni ekonomi yönetimi ile birlikte büyüme odaklı strateji iç talep ile değil, ihracatla olacak gibi gözüküyor. Bu kapsamda atılan adımların etkisini de büyüme verilerinde karşıladık. İkinci çeyrek büyüme verisi, bir sonraki ile karşılaştırıldığında puansal bazda hane halkı tüketimi düşerken, ihracatın arttığını görüyoruz. Bu yıl Avrupa’da ekonomik durağanlık nedeniyle ihracat tarafı yara aldı. Hala bu risk olarak kalmaya devam etse de atılan adımlar ve yapılan açıklamalar ile globalde 2024 yılında resesyon endişeleri azalabilir. Bunun ilk sinyallerini de bu hafta Fed verdi. Faiz indirimlerine başlanabileceği söylendi. İhracat odaklı strateji ile Avrupa pazarının tekrar canlanması Türkiye ekonomisi içinde genele yayılan bir fırsat olabilir. Böyle bir konjonktürde ihracatı yüksek, satışları dövize endeksli, kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen şirketler ön plana çıkabilir. Şirketlerden ziyade sektörel bazda bakıldığı zaman ihracat kanalında beyaz eşya, otomotiv, ulaştırma, enerji ve çimento ön plana çıkabilir. Diğer taraftan gıda tarafında ihracat oranı yüksek şirketler takip edilebilir.

2023’te ulaştırma, gıda ve otomotiv sektörünün öne çıktığını söyleyebiliriz. Tabii ki her sektörün kendine ait bir hikâyesi oluştu. 2024 yılında beyaz eşya sektöründe Fed’in para politikasında güvercin tona gitme ihtimalinin yükselmesi ve faiz indirimlerinin beklenenden önce yapılma ihtimalinin artması dolara olan talebin azalmasına neden olabilir. Avrupa’da resesyon endişelerinin azalması ile Avrupa’ya ihracat kapılarının daha da açılabilme ihtimali, euro/dolar paritesinin yönlü gitmesi, dolarla hammaddenin olup euroyla dışarı satılmasından kaynaklı olarak beyaz eşya sektörüne katalist etki yaratabilir. Metal hammadde fiyatları ve plastik fiyatlarındaki gerileme, beyaz eşya da kâr marjlarını yükseltebilir. Ulaştırma tarafında yolcu trafik sayılarındaki artış, yaz aylarının mevsimsellik etkisi, kur tarafındaki yukarı yönlü seyrin etkisi ve geçen seneye göre düşen yakıt maliyetleri şirketlerin finansallarını da destekledi. Küresel ısınmaya bağlı sıcakların devam etmesi ve kış aylarının beklenen kadar soğuk geçmemesi de sektörü destekler nitelikte. Ulaştırma tarafını destekleyen bir diğer unsur da turizm istatistikleri.

Otomotiv sektörü, 2023 yılında talebin öne çekilmesi, Kurdaki oynaklığın satışlara yansıtılması, çip krizinin azalması gibi faktörler ile otomotiv sektöründe rekor satışlar geldi. Talep enflasyonu ile birlikte enflasyonun gelecekte daha da artacağını beklentileri sonrasında ileride alınması planlanan ürünler bugünden alınmaya başlandı. Stoklamaya yönelme ve talebin hızlı artması otomotivde sektörüne yansımış durumda. Kur, artışı enflasyonu fazlasıyla tetiklerken üretim tarafında maliyetlerin artması, vergi zamları gibi sebeplerden de satış fiyatlarında yukarı yönlü revizyonlara gidildi. Kurun satışlara yansıtılması ile öne çekilen talebin satışları artırması kâr marjlarını yükseltti. Otomotivde yeni hikâyeler elektrikli araçlarla başlayabilir.

KÂRLILIĞINI ARTIRABİLECEK ŞİRKETLER

Alternatif ihracat pazarlarına yönelen şirketler arasında gıda sektöründe faaliyet gösterenler öne çıkıyor. Şeker, gıda ürünleri gibi alanlarda Japonya, Arjantin gibi pazarlara yönelen şirketler dikkate değer olabilir. Ancak bu pazarlara yönelmekle birlikte, o ülkelerde rekabet durumu, yerel talep ve mevzuat gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Yatırımcıların bu bağlamda izlemeyi takip edebileceği hisseleri sıralarsak; Ulusoy Un, Ülker, Yayla Gıda, Tat Gıda olarak karşımıza çıkmaktadır. Borsa İstanbul endekslerinde ihracat lideri olarak öne çıkan şirketler arasında, gıda, tekstil, otomotiv gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar yer alabilir.

Bunlara örnek vermek gerekirse; Mavi Jeans, Pınar Süt, Şişecam, Tofaş ve Ford Otosan olarak karşımıza çıkmaktadır. 2024 ‘te de enflasyonist etkilerin devam edebileceğini düşünüyoruz. Öte yandan doların da adil değerine ulaşmasıyla birlikte turizm de yaşanan canlılığın Türk Hava Yolları ve Pegasus üzerinde etkili olacağı görüşündeyiz. Ülker yıllarca süren borçluluk oranının azalması ve FAVÖK’ lerde görünen iyileşmenin etkisiyle ve de ABD ile Avrupa pazarlarındaki faiz indirimleri politikası ve artan talep ile kârlılığı üzerinde olumlu etki yaratacağı görüşündeyiz.

Şişecam’ın, ABD ‘deki soda kürü yatırımıyla birlikte dünyanın önde gelen yatırımcılarından olabileceği ve kârlılığına önemli katkı sağlayabileceği görüşündeyiz. Vestel ‘in Avrupa pazarındaki genişleme ve şirketin çarpanlar bazındaki ucuzluğu hisseyi cazip kılabilir. Tekfen ‘in ise gübre koluna yapmış olduğu yatırım ve operasyonel anlamda yurt dışındaki ofislerinde optimizasyona gidip kârlılığı yüksek olan alanlara yönelmesi nedeniyle 2024 yılında ön plana çıkan hisseler arasında yer alacağı görüşündeyiz.

KÖRFEZ ÜLKELERİ AVRUPA’NIN ALTERNATİFİ OLABİLİR

Dünya ekonomisi, hem üretimde durgunluğun hem de ticarette gerilemenin yaşandığı bir 2023 yılını geride bırakmaya çalışırken pozitif ayrışan Türkiye, kasım ayında 23 milyar 11 milyon dolarla ihracat rekoru kırdı. İhracat yaptığımız ülkeler arasında zirveyi koruyan Avrupa ülkeleri için ise ekonomik daralmaya işaret eden PMI verileri ve azalan banka kredileri, işlerin yolunda gitmediğinin en somut göstergeleri. Avrupa resesyon kâbusu ile mücadele ederken Türkiye ihracatta 2023’ü 255 milyar doların üzerinde yeni bir rekorla tamamlamayı ve hatta 2024 yılında da ihracatı yüzde 10 artırmayı planlıyor. Mehmet Şimşek ise yatırım ve ihracatın ekonomide önceliğimiz olduğunun altını defalarca çiziyor.

Bu noktada, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki yakın temas ve Körfez sermayesinin Türk ekonomisindeki acı gerçeklik olan döviz likiditesi sorununa ilaç olması beklentisi göz önüne alındığında, önümüzdeki süreçte Avrupa ülkeleri en çok ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında yerini Körfez ülkelerine kaptırabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkeleri ile yaptığı işbirliği anlaşmalarının yaklaşık 30 milyar dolarlık bölümü yeşil enerjiden oluşuyor. Bu anlaşmalara eklenen “yatırımlarda yerli ve milli ürünlerin kullanılması” şartı ise yenilenebilir enerji sektörünün öncü şirketlerinin mevcut yatırımlarda yerli üretici olarak büyük rol oynayacağının bir kanıtı.

Yüksek ihracat oranı ve yüzde 153’lük mevcut kâr büyüme hızı ile de ön plana çıkan Astor Enerji özelinde baktığımızda, şirketin yakın zamanda ABD ve Kuzey Irak’ta yaptığı iş anlaşmaları dikkat çekiyor. Ayrıca güncel haber akışlarına göre enerji sektöründe en yüksek ihracat oranı ile de dikkat çeken Alarko Holding’in iştiraki aracılığıyla BDT ülkelerinden Kazakistan’da tarım ve seracılık faaliyetleri üzerine yatırım yapıyor olması ve Aksa Enerji’nin Özbekistan’daki enerji santrali yatırımı, Körfez ülkeleri ile birlikte BDT ülkelerinin de ön plana çıktığının birer göstergesi. İlaveten geçtiğimiz günlerde Kaleseramik de seramik kaplama malzemeleri sektöründe büyümek amacıyla Iraklı bir şirkete ortak oldu.

YURT DIŞINDA OPERASYONU OLAN ŞİRKETLER ÖNE ÇIKABİLİR

2023 yılı ihracatçı şirketler açısından oldukça zor geçiyor. Özellikle Avrupa pazarındaki daralma ihracatçılarımızı olumsuz etkiledi. 2023 yılının 11 ayında Türkiye’nin ihracatı 233 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ülke bazında ihracat rakamlarına baktığımızda Almanya, BAE, Irak, ABD ve İtalya ilk 5 ihracat pazarımız oldu. Önceki yıla göre, ihracatımızı en fazla artırdığımız ülkeler ise BAE, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan.

Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile olan ilişkilerin düzelmeye başlamasıyla birlikte BAE’nin Türkiye’nin ihracatındaki payı yüzde 2’den yüzde 3,4’e yükselmiştir. En önemli ihracat pazarı olarak yüzde 8,3 pay ile Almanya listenin başındaki yerini korurken, Irak, ABD, İtalya, İngiltere de en büyük paya sahip olan diğer ülkeler oldu. Önümüzdeki yıl için, 2024 yılının, ihracat pazarları açısından yine zayıf olabileceğini, özellikle global piyasalarda faiz indirimlerinin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte Avrupa başta olmak üzere ihracat pazarlarımızda büyüme görmeye başlayabilir. İlk bakışta Avrupa pazarında büyüme olmadan Türkiye’nin ihracatında da önemli bir sıçrama bekleyemeyiz. Fakat bu yıl olduğu gibi Orta Doğu, Doğu Avrupa (Rusya, Ukrayna), Amerika ve Afrika pazarlarında fırsatlar kollanabilir.

İhracat dışında yurt dışında operasyonları olan şirketlere dikkat çekebiliriz. Örneğin Aksa Enerji’nin Afrika’da ciddi yatırımları var. Kalekim’in Irak pazarında, Gübre Fabrikaları’nın ise İran’da faaliyetleri var. Genel olarak ihracatçılara bakarken, Avrupa ve Amerika’ya yönelik ihracatı olan şirketleri ön plana çıkarabiliriz. Hizmet ihracatı yapan, THY, Pegasus ve TAV Havalimanları da ihracatçı olarak kabul edilebilir. Stratejik sektörler olarak otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerin ihracattaki payı yüksek. Ayrıca, elektronik, plastik, demir çelik, tekstil sektörleri de ihracatımızda büyük öneme sahip olan sektörler. Ford Otosan, Tofaş, Otokar, Arçelik, Vestel Elektronik, Vestel Beyaz Eşya, Şişecam, Anadolu Efes, Coca Coca İçecek, Çimsa gibi şirketlerin ihracatlarının net satışları içerisinde önemli yeri var diyebiliriz.

2023 yılında ekonomide büyüme daha çok iç pazar bazlı olduğu için ihracatçı ya da yurt dışı operasyonların ağırlığı yüksek olan şirketlerin hisse performansları sınırlı kaldı. Yılın ilk 11 ayında özellikle bankacılık sektörü ön plana çıkarken, ihracatçı şirketlerden iç pazar performansı yüksek olanların hisselerine ilgi oldu. Genel olarak, 2023 yılı için hizmet ihracatçısı olarak THY’yi dışarıda tutarsak, ihracatçı şirketlerde ön plana çıkan olmadı. Önümüzdeki yıl için özellikle yılın 2. yarısında global talepte toparlanma olursa, Vestel, Şişecam, Arçelik gibi hisselerin performansında da toparlanma bekleyebiliriz. Öte yandan, iç talepteki yavaşlama sınırlı kalır ve ihracat pazarlarında büyüme olursa Ford Otosan, Tofaş ve Otokar gibi hisselerde de ihracat hikâyesiyle yukarı bir hareket başlayabilir.

Kaynak: Ekonomim