Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, yüzde 40’ın üzerinde kredi faizi ile TL cinsinden yatırım yapacak ortamın olmadığını belirterek, “TL kredi kullanıp yatırım yapacak firmalar için enflasyonu makul seviyelere indirene kadar banka kaynakları çok uygun ve ekonomik olmayacaktır. TL yatırım şu an için en uygun imkanı TCMB kaynaklı YTAK kredilerinde olabilir” dedi.

Garanti BBVA’nın Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı “İhracatta Sürdürülebilir Gelecek” buluşması, Bursa’da gerçekleştirildi.

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ yaptığı konuşmada, 2024’ün geçen yıl başlayan ekonomide dengelenmenin devamı niteliğinde olacağını belirterek, sadeleşmenin kendini hissettireceğini kaydetti.

Baştuğ, yüzde 40’un üzerinde kredi faizi ile TL cinsinden yatırım yapılacak ortam olmadığını belirterek, “Yatırım konusuna özel bir başlık açmamız gerekirse, TL kredi kullanıp yatırım yapacak firmalar için enflasyonu makul seviyelere indirene kadar banka kaynakları çok uygun ve ekonomik olmayacaktır. TL yatırım şu an için en uygun imkanı TCMB kaynaklı YTAK kredilerinde olabilir. Döviz geliri olan firmalar için YP krediler kısa ve uzun vade banka kaynakları ile çok rahat karşılanabilir.” diye konuştu.

 

“Büyümeyi yüzde 3,5 öngörüyoruz”

Baştuğ, Türkiye’nin 2023’te yüzde 4,5 büyüdüğünü anlatarak, bu yıl iç talepteki düşüş kaynaklı olarak büyümenin yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngördüklerini söyledi.

Bu yıl ve gelecek senenin ana konusunun enflasyon olacağını belirten Baştuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enflasyon birkaç yıl daha gündemimizde kalacak. Uygulanan ekonomi politikaları neticesinde hızla rezervler artıyor. Enflasyonun eğiliminde de düşüş gözlemlemeye başladık. Yılın ilk yarısındaki enflasyonun tepe noktasını nisan, mayıs gibi göreceğiz. Temmuz, ağustostan sonra enflasyonda baz etkisiyle beraber ciddi bir kırılma yaşanacak. Sene sonu Merkez Bankasının hedefi yüzde 36. Biz de sene sonunda enflasyonun yüzde 40-45 aralığında olacağını düşünüyoruz.”

Baştuğ, enflasyonla mücadelenin bir başka boyutunun bütçe olduğunu vurgulayarak, “Hükümet, bugüne kadar benim gördüğüm en istikrarlı bütçe yönetimini yaptı. Göstergeler sürekli kontrol altında oldu. 2023’te de böyle oldu. Aslında bütçe çok kontrol altındaydı ama istenmeyen bir deprem etkisi oldu” dedi.

“Kredi verirken iklime de bakmaya başladık”

Geçen yıl 47 milyar dolar civarında cari açık oluştuğunu dile getiren Baştuğ, 2024’te iç talepteki yavaşlamayla 30-35 milyar dolarlık cari açık öngördüklerini ifade etti.

Baştuğ, banka olarak kur beklentilerinin Orta Vadeli Plan’da belirtilen döviz kuruyla aynı olduğunu anlatarak, “Çok ciddi bir dalgalanma beklemiyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi sakin devam edecek. Bence ekonomik programın böyle bir şeye de ihtiyacı var.” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik konusuna da değinen Baştuğ, şunları kaydetti:

“Biz bu zamana kadar bir firmayı değerlendirirken teminatına, nakit akışına, her şeyine bakardık. Artık iklime de bakmaya başladık. İklim ve yatırımın yapılacağı yerin çevreyle uyumu nasıl olacak? Bundan 10 yıl önce su santralini finanse ederken suyu ölçerdik. Su olacak mı? Olmayacak mı? Bu saatten sonra Anadolu’nun herhangi bir yerine yapacağınız yatırım, ısı farkı, iklim olayları, suyla ilgili problemler, kredi kararlarımızı etkilemeye başladı. Yani siz çok iyi bir öz kaynak da koysanız, yatırımı yapacağınız yer, 5-10 sene sonra bizim için problemse artık biz o yatırıma girmiyoruz. Çevreye pozitif etkisi, negatif etkisi değil, net bir kredi kararı iklim nedeniyle şekillenmeye başladı.”

Garanti BBVA olarak, 17 yılı aşkın süredir sürdürülebilirlik konusunda çok ciddi çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Baştuğ, “İklim kriziyle mücadeledeki kararlılığın su yönetimi konusunda da sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün kişi başına düşen temiz su miktarı 1500 litreyken 2030’a geldiğimizde 1100 litreye düşecek ve Türkiye su konusunda kıtlık yaşayan ülkelerden biri olacak. İklim krizinin kısa vadeli şokları kadar uzun vadeli şokları da olacak. Kısa vadede, karşı karşıya kalacağımız etkilerden bir tanesi ihracatçımız açısından Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın finansal boyutu 1 Ocak 2026’da başlaması olacak. Bursa da Türkiye’nin pek çok ilinde olduğu gibi bunu hissedecek illerden bir tanesi. Ancak Bursa bu konuda çok bilinçli bir şehir, sanayicimiz tedbir de alıyor” ifadesini kullandı.

Programda, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya da Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın ekonomik boyutlarını içeren sunum yaptı.

 

Kaynak: BloombergHT