Finansal piyasalarda, yılın ilk çeyreğinde yurt içinde 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketiyle birlikte dalgalı bir seyir izlenirken, son çeyreğinde merkez bankalarının faizleri gelecek yıl indirmeye başlayacağına yönelik beklentiler öne çıktı.
Yılın ilk çeyreğinde, bankaların likiditeye sıkıştığına yönelik artan endişeler, küresel pay piyasalarında bankacılık sektörü öncülüğünde sert satışlara neden oldu.
İsviçre’nin en büyük bankası olan UBS, Credit Suisse’i 3 milyar İsviçre frangı karşılığında satın alacağını açıkladı.
Fed, yılın ilk çeyreğinde düzenlediği iki toplantıda politika faizini 25’er baz puan artırarak yüzde 4,75-5 aralığına yükseltirken, ECB de aynı dönemde gerçekleştirdiği iki toplantıda politika faizini 50’şer baz puan artırarak refinansman faizini yüzde 3,50’ye çıkardı.
ABD Merkez Bankası, Mart 2022’de başladığı faiz artırım döngüsüne bu yılın ikinci çeyreğinde ilk kez ara verdi.
Genel seçimlerin sonuçlanmasıyla yurt içinde piyasaların üzerindeki sis perdesi ortadan kalkarken, ekonomi yönetimindeki yeni atamalar ve gelecek döneme ilişkin alınan kararlar ikinci çeyreğe damga vurdu.
Söz konusu atamalar, piyasalar tarafından olumlu karşılanırken, seçim öncesinde 702 baz puana kadar yükselen Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi, yeni ekonomi yönetiminin iş başı yapmasıyla 500 puanın altına geriledi.
Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde merkez bankası yetkililerinin “şahin” tonlu yönlendirmeleri piyasalarda risk iştahını törpülerken, 2023’ün üçüncü çeyreğinin sonuna yaklaştıkça önemli merkez bankalarının yüksek seviyelere çıkardığı politika faizlerini beklenenden daha geç indirmeye başlayacağına yönelik endişeler öne çıktı.
TCMB’nin Mart 2021’den bu yana ilk kez faiz artışına gittiği haziran ayı toplantı özetinde, “Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir.” ifadesi dikkati çekti.
Yılın dördüncü çeyreğinde açıklanan makroekonomik veriler, küresel çapta enflasyonun günden güne yavaşladığına işaret ederken, merkez bankalarının “şahin” adımlarının sonuna geldikleri ve faizlerin ne kadar süreyle yüksek seviyelerde kalacağına yönelik değerlendirmeler dillendirilmeye başlandı.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra Orta Doğu’da 7 Ekim tarihinde patlak veren İsrail-Filistin çatışması, jeopolitik risklerin artmasına neden oldu.
2023’ün son çeyreğinde altının ons fiyatı, Fed’in gelecek yıl faiz indirimine başlayacağının sinyalini vermesinin de etkisiyle 2 bin 145 doları aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini test etti.