Kelime oyunu yapmıyorum. Merkez Bankası’nın yarınki toplantıda böyle bir seçeneği de var. Merkez Bankası isterse yürürlükteki faizi artırmadan da faiz artırımına gidebilir.
Para Politikası Kurulu yılın üçüncü “olağan” toplantısını yarın yapacak. Hatırlanacaktır; ocak ve martta yapılan olağan toplantılara, 20 Mart’ta bir olağanüstü toplantı eklenmişti.
Artırmadan artırma nasıl olur?
İki kişi konuşuyor... Bunlardan biri faizin ancak yeni bir karar alınıp artırılmak suretiyle yukarı çekilebileceği görüşünü savunuyor. Görünürde haklı da... Ama dedim ya; faizi, artırmadan artırmak da mümkün!
Hadi gelin bu konuşulanlara kulak verelim...
Faizin değişik bir yöntemle, yani teknik olarak artırılmadan artırılabileceği konusunda ısrarcı olan soruyor:
■ Politika faizi kağıt üstünde geçerli olmakla birlikte uygulamada mı?
■ Hayır. Merkez Bankası 20 Mart’ta yaptığı tek cümlelik açıklamayla bir hafta vadeli repo ihale ihalelerine bir süreliğine ara verildiğini duyurmuştu.
■ Evet, öyle yaptı. Yine aynı gün, yani 20 Mart’ta olağanüstü toplanan Para Politikası Kurulu gecelik borç verme faiz oranını yüzde 44’ten yüzde 46’ya çıkardı mı?
■ Evet çıkardı. O tarihten bu yana fonlama bu faiz üstünden yapılıyor.
■ Yani 20 Mart’tan beri politika faizi “kağıt üstünde” yüzde 42,5 ama “uygulamada” yüzde 46 mı?
■ Evet öyle.
■ Peki Merkez Bankası yarınki toplantıda 20 Mart’ta bir anlamda kapattığı haftalık repo ihalesi kapısını açar ve haftalık borç verme faizini şu an geçerli olan gecelik borç verme faizi olan yüzde 46 düzeyinde ilan ederse pratikte bir faiz artışı yapmış olur mu?
■ Niye olsun ki, faiz zaten şimdi de yüzde 46, o zaman da yüzde 46 olacak.
■ Demek ki Merkez Bankası faizi artırmadan da faiz artışı yapabilirmiş.
■ Mantıken öyle. Ama şunu da göz ardı etmemeli; Merkez Bankası 20 Mart’ta faizi fiilen artırmış olsa da bu kez haftalık repo ihale faizini yukarı çekti diye bunu eleştirenler çıkacaktır.
■ Kesinlikle çıkacaktır da önemli olan faizin kaç uygulandığı değil mi? Yüzde 46 faiz ister gecelik vadeyle verilsin, ister haftalık; özünde değişen pek bir şey yok. Hatta tam tersine faizin haftalık vadede uygulanması bankacılık sistemi açısından çok küçük de olsa bir avantajdır.
■ Öyle görünüyor, bakalım Merkez Bankası yarın ne yapar, hep birlikte göreceğiz.
■ Makul olan gecelik faiz oranı olan yüzde 46’yı sabit tutup haftalık repo ihalelerine başlamak ve faizin yüzde 46 olduğunu ilan etmektir. Faizin yüzde 42,5 olduğunu söyleyip pratikte yüzde 46 uygulamak zaten kendini kandırmak.
■ Merkez Bankası 20 Mart’ta fonlamayı haftalıktan geceliğe kaydırırken işlerin kısa sürede düzelebileceğini varsaymıştı, o da olmadı gibi.
■ Ne gibisi! İşler giderek sarpa sarıyor. İç piyasaya bakın; siyaseten büyük bir karmaşa hakim ve bu karmaşanın sona ereceği de yok, tam tersine önümüzdeki günler sanki daha bir sorunlu geçecek.
■ Hele dış etkenler...
■ Onu hiç sormayın! Trump ne zaman ne söyleyecek, ne karar alacak belli değil. Onun bir sözü, bir kararı tüm dünyayı ve tabii ki bizi de etkiliyor.
■ Doğru; peki Merkez Bankası mevcut uygulamayı sürdürmeyi deneyemez mi; yani gecelik faizi yüzde 46, haftalık repo faizini yüzde 42,5'te tutarak yola devam edemez mi?
■ Tabii ki edebilir. Zaten bu olasılık daha ağır basıyor. İki orana da dokunmayıp bu şekilde devam etme olasılığı... Ama unutulmasın; fonlamanın, duruma göre çeşitli vadelerle yapılması yeni değil, bu daha önce de uygulanmış ve 2020’de bundan vazgeçilmişti. Fonlama vadesinde bir istikrar sağlamak en iyisi, bunun yolu da belli.
“İndirim olasılığı var mı?”
■ Hep faiz artışını, en azından değişiklik yapılmamasını konuştuk da, peki bir faiz indirimi olasılığı hiç yok mu?
■ Ben Türkiye’de artık hiçbir şey için “Yok artık, bu da olmaz” diyemem. Tabii ki faizin indirilmesi olasılığı var. Bu olasılık var ama böyle bir yola girilmesinin sonuçları herhalde düşünülecektir. Şu koşullarda böyle bir adım atmak... Bana hiç olabilir görünmüyor, kesinlikle görünmüyor. Umarım öyle bir yanlışa düşülmez.
■ Doğru düşülmez gibi de, hadi diyelim oldu, nelerle karşılaşırız?
■ Türkiye yeni bir KKM icadına kadar gitmek zorunda kalabilir. Bunu söylemem olabilecekler konusunda sanırım yeterince açıklayıcı.
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.