EUR/USD paritesi, bugün 1,1574’ye kadar yükseldi. Bu seviye en son Kasım 2021’de görülmüş ve o dönemde dünya Covid-19 sonrası döneme adapte olmaya başlamıştı. Güncel yükselişte temel etkenlerin başında doların zayıflaması, uluslararası ticaret gerilimleri ve ABD iç siyasetinde yaşanan dalgalanmalar geliyor.

Dolara yönelik yatırımcı iştahındaki düşüşte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirileri ve aynı zamanda Çin’e yönelik uyguladığı sert tarife söylemlerinin etkili olduğu değerlendiriliyor. Trump, Powell’ı faiz indirimlerinde yavaş kalmakla suçlarken, Çin ile yürütülen ticaret savaşını yeni yaptırım tehditleriyle tırmandırıyor. Bu gelişmeler piyasalarda güvenli limanlara yönelimi artırırken, dolar endeksi üç yılın en düşük seviyesi olan 97,92’ye geriledi.

Euro, güvenli liman olarak öne çıkıyor

Piyasalarda yaşanan bu kırılgan ortamda, Avrupa Merkez Bankasının faiz indirim süreciyle birlikte euro, yatırımcılar tarafından diğer para birimlerine kıyasla daha istikrarlı bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Euro bölgesi ekonomisinde büyüme büyük hızla artmasa da istikrarlı bir zemine oturmuş görünüyor. ECB’nin faiz indirimiyle birlikte zayıf euro beklentisinin aksine, bölgedeki siyasi istikrar ve yapısal dayanıklılık yatırımcı güvenini artırıyor.

Avrupa Merkez Bankası ve bölge ekonomilerinden gelen son veriler, toparlanmanın sürdüğünü gösterse de, euro’nun değer kazanmasında esas itici gücün dolar zayıflığı olduğu belirtiliyor. Güvenli liman talebinin güçlenmesiyle altın fiyatları da tarihi seviyelere ulaşırken, euro başta olmak üzere birçok para birimi dolara karşı sert şekilde değer kazandı.

Dolar, bu yıl euro karşısında %13 değer kaybıyla ilerliyor

2025 yılı boyunca süregelen politik gerilimler ve ekonomik belirsizlikler, ABD dolarını ciddi şekilde baskıladı. Yılbaşından bu yana euro karşısında değer kaybı %13’ü aşan dolar, yatırımcıların riskten kaçış eğiliminden olumsuz etkilenmeye devam ediyor. ABD’nin yüksek faiz oranlarına rağmen doların değer kaybetmesi, piyasalarda siyasi söylemlerin ekonomik göstergeler üzerindeki etkisini bir kez daha ortaya koydu.

Özellikle Trump yönetiminin Fed’e müdahale etmeye yönelik söylemleri, bağımsızlık ilkesine yönelik endişeleri artırdı ve bu durum dolar üzerinde ek bir baskı oluşturdu. Aynı zamanda artan gümrük tarifeleri ve dış ticaret politikalarının küresel talepte düşüşe neden olabileceği yönündeki beklentiler, Amerikan ekonomisi için aşağı yönlü riskleri artırıyor.

ECB üyesi Kazaks: “Euro Bölgesi’nde resesyon riski yükseliyor"

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Konseyi Üyesi ve Letonya Merkez Bankası Başkanı Martins Kazaks, Euro Bölgesi için ekonomik yavaşlamaya yönelik tehditlerin arttığı uyarısında bulundu. Kazaks, yaptığı blog paylaşımında, ABD’nin tarife politikalarının ve küresel jeopolitik gerginliklerin etkisiyle Avrupa’da resesyon ihtimalinin temel senaryo olmasa da oldukça olası olduğunu ifade etti.

2025 için Euro Bölgesi büyümesinin %1 olarak öngörüldüğünü belirten Kazaks, bu tahminin altında kalınabileceği yönünde sinyaller verdi. Özellikle dış ticaretteki sert değişikliklerin ve belirsizliklerin Avrupa ekonomisinde hem iç hem dış talebi baskılayabileceğini vurguladı. Bu açıklamalar, Euro Bölgesi’ndeki istikrar algısının orta vadede dalgalanmalara açık olduğunu gösteriyor.