✓ Merkez Bankası'na göre ocak ayında yönetilen yönlendirilen fiyat (YYF) artışları hariç tutulsaydı TÜFE artışı yüzde 4,15 olacaktı.
✓ Kaldı ki YYF artışlarının bir de dolaylı etkisi var. O etki de az olacağı için yüzde 5,03'lük TÜFE artışı çok daha düşük gelirdi.
Türkiye’de yaşanmakta olan enflasyonu başka ülkelerle kıyaslamayı tümden bıraktım. Hele hele gelişmiş ülkelerle hiç mi hiç kıyaslama yapmıyorum. Bu ülkelerde bir yılda yaşanan enflasyon bizde bir ayda geride bırakılıyor ama bu oran bile düşük bulunup neredeyse bayram ilan edilecek. İnsanın morali bozuluyor.
Türkiye’yi Türkiye ile kıyaslıyorum, yine moralim bozuluyor. Nasıl bozulmasın ki; geçmiş verilere bakıyorum, üstelik TÜİK’in oranlarının tartışma konusu bile yapılmadığı dönemlerin verilerine, yıllık enflasyonun yüzde 3,99’a indiğini görüyorum. Ne zaman mı, 2011 yılının mart ayında. Yıllık enflasyon yalnızca yüzde 3,99; yıllık, yıllık!
Bugüne geliyorum; ocak ayındaki, yalnızca bir aydaki artış yüzde 5,03 ya ve bu oran son dört yılın en düşük ocak ayı artışı ya, ona seviniliyor.
Bu yılın ocak ayındaki yıllık artış, son dört yılın ocak aylarındaki en düşük artış ya, ona seviniliyor.
Yıllık enflasyon oranı ocak ayında aralık ayına göre 2,26 puan geriledi ya, ona seviniliyor. Geriledi diye mutlu olunan oran da yüzde 42,12.
Yıllık yüzde 3,99’dan yüzde 85’lere çıkılmış, şimdi de yüzde 42’lere inilmiş!
85’ten 42’ye inişi konuşanlar, 3,99’dan sonrasına niye hiç değinmiyor?
Geçici, öyle mi?
Sonra Merkez Bankası uzun uzun değerlendirme yapıyor; aylık oran şu nedenle şöyle oldu da, yıllık oran şu şekilde gelişti de, diye... Aslında söylenen ve önemli olan tek cümle var:
“Tüm göstergeler birlikte değerlendirildiğinde, enflasyonun ana eğiliminde ilk çeyreğe özgü geçici bir yükseliş gözlenmiştir.”
Bunu okuyunca ben pek rahatladım doğrusu!
Ya bir de enflasyonun ana eğilimindeki bu yükseliş geçici olmasaydı!
Ya da enflasyonun ana eğilimindeki bu geçici yükseliş ilk çeyreğe özgü olmasaydı da daha uzun bir döneme uzansaydı!
Gördünüz mü, ne büyük bir tehlike savuşturmuşuz!
Merkez Bankası “Enflasyonun ana eğiliminde ilk çeyreğe özgü geçici bir yükseliş gözlenmiştir” diyerek aslında ne söylemiş oluyor?
“Enflasyonun ana eğiliminde ilk çeyrekten sonrası için durumumuz gayet iyi!”
Emin misiniz?
Sahi öyle mi; sorun ilk çeyreğe özgü mü?
Varsayalım öyle; ilk çeyrekten sonra yolumuz açık!
Peki ilk çeyrekteki bu “geçici yükselişe” yol açan kim ya da hangi politikalar?
Bunu en iyi Merkez Bankası bilir, değil mi... Gelin Merkez Bankası’nın değerlendirmesine göz atalım:
“Ocak ayında ücret artışı, yönetilen yönlendirilen fiyat ve maktu vergi güncellemelerinin etkisiyle, dönemsel fiyatlamaya tabi ve geriye doğru endeksleme davranışının yüksek olduğu kalemler öncülüğünde hizmet grubunda aylık enflasyon önemli ölçüde güçlenmiştir.”
Zaten bu durum çok belirgin olarak görülüyor. Ocakta mal grubunda fiyat artışı yüzde 2,69 olurken, hizmetlerdeki artış yüzde 10,26’yı buldu.
Ama Merkez Bankası’nın değerlendirmesini irdelemeden olmaz!
Ücretlerde hizmet enflasyonunu böylesine tırmandıracak artış mı yapıldı yani? İnsaf!
Ama yönetilen yönlendirilen fiyatlardaki artışın etkisi gerçek...
Maktu vergi güncellemelerinin yaptığı etki gerçek...
Geriye doğru endeksleme davranışının yüksekliği de gerçek...
Endeksleme davranışını bugünden yarına kıramazsınız da yönetilen yönlendirilen fiyatlara bu kadar zam yapmayabilirdiniz.
Maktu vergi artışlarını daha düşük tutabilirdiniz.
Bütün bunların hiçbiri yapılmamış, şimdi de hizmet enflasyonundan yakınılıyor.
Dönelim yeniden Merkez Bankası’nın açıklamasına... Şöyle devam ediliyor:
“Fiyat artışları grup (hizmetler) geneline yayılırken, sağlık hizmetlerindeki tarife güncellemeleri neticesinde diğer hizmetler alt grubu yüksek aylık enflasyonuyla dikkat çekmiştir. SGK Sağlık Uygulamaları Tebliği kapsamında, resmi sağlık hizmeti sunucularında ödenen muayene katılım payı tutarlarında 2017 yılından bu yana ilk defa güçlü bir artışa gidilmiştir. Düzenlemenin şubat ayı tüketici enflasyonuna sarkan etkilerinin olacağı not edilmelidir.”
YYF hariç artış yüzde 4,15
Artık YYF kısaltmasını öğrenmemiz gerekiyor; yani yönetilen yönlendirilen fiyatlar.
Ocak ayında genel artış yüzde 5,03 oldu ama Merkez Bankası’na göre YYF hariç TÜFE artışı yüzde 4,15 düzeyinde.
Merkez Bankası açık açık “YYF artışı daha düşük tutulsaydı ocak ayındaki artış çok daha aşağıda olacaktı” diyor. Bundan güzel(!) itiraf olur mu?
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.