Ekonomi

Enflasyon tahmini düşmekle birlikte hâlâ çok yüksek

Sayın Alaattin AKTAŞ'ın, ekonomim.com sitesinde bugün yayımlanan "Enflasyon tahmini düşmekle birlikte hâlâ çok yüksek" başlıklı köşe yazısı

Merkez Bankası’nın sektörel enflasyon tahminleri gösteriyor ki vatandaşın enflasyona ilişkin kaygısı bir türlü giderilemiyor. İstenildiği kadar bir yıl sonrasının enflasyonunun yüzde 25’ler dolayında olacağı söylensin, vatandaş özellikle yaşadığına bakıyor ve şubat ayında bir yıl sonrası için hâlâ yüzde 59 enflasyon tahmin ediyor. Daha da kötüsü, bir yıl sonrasına ilişkin tahmin ocak ayına göre az da olsa yukarı gitmiş, bu dikkat çekiyor.

Merkez Bankası’nın açıkladığı bir yıl sonrasına ilişkin sektörel enflasyon tahminlerine göre piyasa katılımcılarının ocak ayında yüzde 25,38 olan tahmini neredeyse değişmedi ve şubatta yüzde 25,26 oldu.

Reel sektör ocak ayında yüzde 43,80 olarak dile getirdiği tahminini şubatta yüzde 41,90’a indirdi.

Hanehalkının, yani vatandaşın tahmininde ise artış var. Ocakta yüzde 58,82 düzeyinde bir enflasyon tahmini dile getiren hanehalkının şubat tahmini yüzde 59,18. Vatandaşın enflasyon tahmini de diğer kesimler gibi son dönemde sürekli düşüyordu. Ancak vatandaşın tahmini şubat ayında ağustostan beri ilk kez bir önceki aydaki tahmine göre artış gösterdi.

Kaldı ki hanehalkının tahmini yarım puana yakın artmasa da düşmüş olsa bu ne ifade eder ki? Baksanıza hâlâ yüzde 60 dolayında bir enflasyon beklentisi söz konusu.

Ekonomi yönetiminin sorması gereken...

Bir yıl sonrasındaki enflasyon çok muhtemeldir ki bu tahminin epeyce altında kalacak. Ama burada sorulması gereken soru, daha doğrusu ekonomi yönetiminin kendine sorması gereken soru, vatandaşın enflasyonun düşeceğine niye inanmadığıdır.

Bu yıl sonu için ilan edilen yüzde 24’lük tahmin orada dururken ve normal gidişata göre 2026’nın şubat ayındaki enflasyon yüzde 24’ün de altında olacakken, olması gerekirken, vatandaş niye hâlâ bu orana hiç bakmayıp ya da önemsemeyip yüzde 60 dolayında bir oran bekliyor?

Acaba ekonomi yönetimi bu soruyu kendi kendine soruyor mudur?

Merkez Bankası’nın analizi

Bu konu üstünde hiç kafa yorulmuyor değil. Merkez Bankası’nın hangi kesimin tahminde bulunurken neyi dikkate aldığına dönük bir çalışması var ve bu çalışmanın detaylarına bu köşede 3 Aralık 2024’te yer vermiştim.

Merkez Bankası o çalışmada nelere mi dikkat çekiyordu; özetlemeye çalışayım:

■ Firmalar (reel sektör), enflasyon beklentileri doğrultusunda fiyatlama, ücret belirleme, stok tutma ve yatırım stratejilerini oluştururlar. Bu çerçevede fiyat belirleme gücüne de sahip olmaları nedeniyle firmaların enflasyon beklentileri, enflasyonun gelecekteki seyri açısından büyük önem arz etmektedir.

■ İşgücüne katılım, portföy tercihleri ve tüketim-tasarruf kararları üzerinde önemli olan tüketici beklentileri de yakından takip edilmektedir. Örneğin, tüketicilerin enflasyon beklentilerinin yüksek olması talebin öne çekilmesi yoluyla ekonomideki toplam talep düzeyi üzerinden doğrudan enflasyonist bir etki yapabilmektedir.

■ Piyasa katılımcılarının enflasyon beklentileri ise özellikle finans alanında karar alıcı uzmanların tahminlerini yansıttığı için finansal piyasalardaki fiyatlamalar üzerinde belirleyici olabilmektedir.

Merkez Bankası bu saptamalarda bulunuyor ama buna göre hareket ediyor mu, bakın o tartışılır. Ya da şunu sormak gerekir; Merkez Bankası acaba “Reel sektörün fiyatlama davranışlarını, hanehalkının beklentilerini yönetmek konusunda artık benim yapabileceğim pek bir şey yok” mu diyor? Gerçi bu da yeni bir yaklaşım sayılmaz; Merkez Bankası enflasyonla mücadele konusunda da sürekli olarak “Ben elimden geleni yaptım” demiyor mu?

Genel değerlendirmede söylenen...

Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri yapılırken nelerin dikkate alındığına ilişkin çalışmasının genel değerlendirmesinde ise şu görüşlere yer veriliyor:

“Aylık enflasyon gerçekleşmesine hassasiyetin en yüksek firmalarda, döviz kuruna olan hassasiyetin ise en yüksek tüketicilerde olduğu görülmektedir. Profesyonellerin her iki makroekonomik değişkene olan duyarlılığı ise diğer sektörlere kıyasla daha sınırlı kalmaktadır. Bu durum, tüketicilerin beklenti oluşumunda günlük olarak gözlemledikleri döviz kuruna karşı daha duyarlı olduklarını göstermektedir.”

Vatandaş dövize mi enflasyona mı duyarlı?

Merkez Bankası vatandaşın enflasyon beklentisinde döviz kuruna karşı duyarlılığının yüksek olduğunu, aylık enflasyon gerçekleşmesini ise en çok reel sektörün dikkate aldığını söylüyor ama sanki vatandaş aylık enflasyon gerçekleşmesine çok daha duyarlı gibi görünüyor.

Tabii ki aktardığım Merkez Bankası’nın görüşü, ben ise vatandaşın çarşı-pazara, yaşadığı enflasyona karşı daha duyarlı yaklaştığı düşüncesindeyim.

Örneğin vatandaşın şubat ayındaki yıllık tahmininin ocak ayına göre az da olsa artış göstermesinde ocak ayında yönetilen yönlendirilen fiyatlara yapılan yüklü zamların ve ocak ayı TÜFE artışının yüzde 5 düzeyinde gelmesinin etkisi olmadığı söylenebilir mi?

•    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.