Merkez Bankası’ndan beklenen karar geldi ve politika faizi 2,5 puan indirilerek yüzde 45’ten yüzde 42,5’e çekildi.
Şubat ayı enflasyonunun yüzde 2,27 ile beklentilerin çok altında açıklanmasından sonra başlayan faiz indiriminin çok daha fazla olabileceğine, olması gerektiğine dönük tahminler tutmadı.
Tahminlerden öteye geçen telkinler de doğal olarak pek itibar görmedi. Çünkü hızını alamayıp 7,5 puan dolayında indirim bekleyenlere, indirimin bu düzeye ulaşması gerektiğini yazıp çizenlere rastlandı.
Söylenenler pek değişmedi
Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamanın içeriğinde ocak ayındaki açıklamaya göre çok farklılık yok.
Açıklamada, ocak ayında artış gösteren enflasyonunun ana eğiliminin şubat ayında gerilediği ifade edildi.
Gerçi Merkez Bankası ana eğilimden söz ediyor ama fiyat artış hızının şubatta nasıl düşük kaldığını, düşük kalmasının nasıl sağlandığını da artık ezberledik. Bunu sağlayan en büyük etken sağlıktaki katılım payı zammının bir kısmının geri alınması oldu.
PPK açıklamasında temel mal enflasyonunun görece düşük seyrini koruduğu belirtildikten sonra “Hizmet enflasyonu ocak ayına özgü artışın ardından yavaşlamıştır” deniliyor.
“Risk devam ediyor”
Merkez Bankası her ayın açıklamasında dezenflasyon açısından hâlâ var olan bir riske dikkat çekiyor. Ocak ayı toplantı metninde olduğu gibi dünkü metinde de bu ifade aynen yer alıyor:
“Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”
Merkez Bankası bu ifadeyi aynen korumak suretiyle örtülü biçimde tetikte olmak gerektiğini söylüyor:
“Tamam, yıllık enflasyon düşüyor; düşüyor ama enflasyon beklentileri hâlâ iyileşmedi, fiyatlama davranışları da öyle. Dolayısıyla bunlar dezenflasyon süreci açısından önemli birer risk. Bu yüzden faiz indiriliyor diye enflasyon riskinin tümüyle yok olduğu düşünülmesin. Daha alınması gereken çok yol var.”
Yine aynı ifade!
Merkez Bankası yalnızca biraz önce aktardığım o riske dikkat çektiği klasik hale gelen cümleyi değiştirmiyor değil. Belli ki bundan sonrasına ilişkin yol haritasında da herhangi bir değişiklik olmayacak. Tabii ki olması da şart değil.
Bakın o haritanın hatlarının çizildiği cümle de noktasına, virgülüne kadar aynen korunmuş:
“Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.”
Faizde enflasyon odaklı olunacak, ihtiyatlı davranılacak ve toplantı bazlı bir yaklaşım sergilenecek...
İhtiyatlı davranmak; tamam... Merkez Bankası tabii ki ihtiyatlı davranmak durumunda.
Toplantı bazlı bir yaklaşım sergilemek; ona da tamam diyelim. Yani Merkez Bankası “Her toplantıda mutlaka indirim yapmam beklenmesin” diyor.
Peki politika faizine ilişkin atılacak adımların enflasyon görünümü odaklı olması ne demek? Merkez Bankası başka hangi amaçla faizi değiştirir ki? Merkez Bankası’nın temelde tek bir işi yok mu, o da fiyat istikrarını sağlamak değil mi?
Merkez Bankası’nın zaten gözetmesi gereken bu konuyu çok özelmiş gibi vurgulaması doğrusu ilginç.
Sonraki toplantı 17 Nisan’da
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun bir sonraki toplantısı 17 Nisan’da yapılacak.
PPK’nın yıl sonuna kadar altı toplantısı kaldı. PPK 17 Nisan’dan sonra 19 Haziran, 24 Temmuz, 11 Eylül, 23 Ekim, 11 Aralık’ta toplanacak.
• Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.