Ekonomi

Dünyanın en büyük ikinci varlık yöneticisi Vanguard, TL cinsinden devlet tahvillerini radarına aldı

Vanguard Gelişmekte Olan Piyasalar Aktif Sabit Gelir Küresel Eş Başkanı Nick Eisinger, “Türkiye’nin makroekonomi politikalarındaki değişiklikleri çok olumlu bir dizi gelişme olarak görüyoruz.” dedi.

Yaklaşık 8 trilyon dolarla dünyanın en büyük ikinci varlık yöneticisi olan Vanguard’ın Gelişmekte Olan Piyasalar Aktif Sabit Gelir Küresel Eş Başkanı Nick Eisinger, portföylerinde her zaman Türk devlet tahvili bulundurduklarını belirterek, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasındaki hamleleri, gelecekteki enflasyon patikası ve Türk devletinin yerel tahvillerinin yabancı yatırımcılarda çok az bulunduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, yakın zamanda TL cinsinden devlet tahvilleriyle ilgilenmeye karar verdik.” dedi.

Şirketin aktif gelişmekte olan piyasalar stratejisinden sorumlu portföy yöneticisi olan Eisinger, AA muhabirinin Vanguard’ın Türk varlıklarına yatırımlarına ilişkin sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin makroekonomi politikalarındaki değişimleri “çok olumlu bir dizi gelişme” olarak tanımlayan Eisinger, “Bu değişimin kalıcı olması gerektiği görüşündeyiz. Politika değişiklikleri, Türk ekonomisinin temellerinde iyileşme ve daha kolay bir finansman görünümü sağlayacaktır. Ayrıca, bu dönüşüm Türkiye’deki yerel piyasa/döviz varlıklarına yabancı ilgisinin geri dönmesinin de önünü açacaktır.” diye konuştu.

Eisinger, portföylerinde her zaman Türk devlet tahvili bulundurduklarına dikkati çekerek, politika değişiklikleri sonrasında Türk varlıklarına yaklaşımlarına ilişkin şunları söyledi:

“TCMB’nin faiz politikasındaki hamleleri, gelecekteki enflasyon patikası ve Türk devletinin yerel tahvillerinin yabancı yatırımcılarda çok az bulunduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, yakın zamanda TL cinsinden devlet tahvilleriyle ilgilenmeye karar verdik. Ayrıca, yüksek faizlerin bankaların ABD doları mevduat yükümlülüklerini azaltması ve TCMB’nin brüt ve net döviz rezervlerini yeniden inşa etmesini sağlaması nedeniyle dış finansman durumunun da iyileştiğini görüyoruz.”

“Türkiye, yakın gelecekte kredi notu yükseltmeleri alabilir”

Mevcut para ve düzenleyici politika değişikliklerinin devam etmesi gerektiğinin altını çizen Eisinger, “Zamanla enflasyonun hafiflediğini göreceğiz ki bu da TCMB’nin faizleri tekrar aşağı çekmesine olanak sağlayabilir ancak bu, olması gerekenden erken olmamalı.” dedi.

Eisinger, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notuna ilişkin olası değişiklikleri konusunda ise “Türkiye, büyük olasılıkla yakın gelecekte kredi notu yükseltmeleri alacaktır ancak bir süre daha yatırım yapılabilir statüsüne geri dönmesini öngörmüyoruz. Aktif bir tahvil yöneticisi olarak, bu tür derecelendirmeler özellikle önemli değil ancak tabii yatırım yapılabilir statüsüne dönüş veya tam tersi bir durum (yatırım) akışlarını etkileyebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası basında yer alan haberlerde, ABD’li yatırım yönetimi şirketi PIMCO’nun, politika değişikliğinin de etkisiyle geçen yılın ikinci yarısından itibaren TL cinsinden tahvil aldığı belirtilmişti.