✓ Döviz kurunun bir gün fırlayıp gideceği korkusu hiç bitmiyor, şimdi buna bir de gerekçe bulundu: "Ya yabancılar çıkmaya başlarsa!"

✓ Acaba kurun yükselmesini yabancıların çıkması mı tetikler, yoksa yerli yatırımcının dövize dönmesi mi?

✓ Yabancı çıkışı bir mesaj olabilir tabii de asıl döviz talebi yaratacak olanlar yerli yatırımcılar. 

✓  Yabancının çıkarabileceği toplam döviz en fazla 30 milyar dolar. Yerli yatırımcının elinde ise her an dövize dönmeye hazır 65 milyar dolar karşılığı TL var.

Ekonomi yönetimi istediği kadar dövizde enflasyonun üstünde artış öngörmesin ve bunu çok açık bir dille olmasa da her fırsatta dile getirsin; adeta genlerimize işlemiş olan dövizin bir gün füze gibi fırlayacağı yönündeki tahmin pek değişmiyor.

Bu tahmin kimilerinde korku, kimilerinde beklenti, hatta kimilerinde umut ve dört gözle bekleme şeklinde kendini gösteriyor.

Bazı kesimler timsah gözyaşı dökmeye dünden hazır! “Döviz fırlar giderse halimiz ne olur” diyenlerin ve bu durumdan çok korktuğunu dile getirenlerin bir kısmı içten içe tam aksini umuyor.

Kurda yaşanacak bir artışı döviz varlığına sahip olduğu ya da döviz kazancı elde ettiği için bekleyenleri anlamak mümkün de, tam tersi durumdayken benzeri bir beklenti içinde olanlar da var. Dövizi yok, döviz kazancı yok, döviz artınca daha da yoksullaşacak bazı kesimler, adeta dört gözle kur artışı bekliyor. Var böyleleri!

Dövizi kim zıplatır?

Döviz kurunun son yıllardaki artışının enflasyonun altında kaldığı tartışılmaz bir gerçek. Bu politika doğrudur, değildir; o ayrı bir konu ama tercih bu yönde.

Şimdi bu süre uzadıkça adına artık korku mu diyelim, endişe mi, kimileri açısından beklenti mi; kurun bir anda hızla artacağı tahmini daha çok gündeme getiriliyor.

Bunun nasıl olacağı sorulduğunda da yanıt neredeyse ortak:

Yabancılar çıkmaya başladı mı, kur da fırlar gider...

Acaba? Yabancının Türkiye’de kurları tırmandıracak kadar dövizi var mı?

Yoksa yabancıların değil, yurt içi yerleşiklerin dövize geçmesinden mi korkmalı?

Kimin ne kadar parası var?

Sanılıyor ki yabancılar Türkiye’ye o kadar çok, o kadar çok döviz getirip TL’ye yatırdı ki, şimdi o parayı dövize çevirip gitmek istediklerinde Türkiye’de yer yerinden oynar ve doğacak bu talep Merkez Bankası’nın elinde avucunda ne kadar döviz varsa hepsini yutar. O yüzden de yabancının döviz talebinden çok korkmak gerekir!

Oysa gerçek pek de öyle değil... Yabancının döviz talebi önemsizdir demiyorum tabii ki, önemlidir ama doğacak talebin büyüklüğü açısından değil, yerli için bir sinyal olması açısından önemlidir.

Yabancının sıcak para olarak Türkiye’ye getirdiği dövizin tutarını tam olarak bilmek zor. Ama bu tutarın öyle dengeleri sarsacak boyutta olmadığını biliyoruz.

Merkez Bankası verilerine göre yabancıların şubat sonu itibarıyla 19,7 milyar dolarlık devlet iç borçlanma senedi var. Bazı hesaplar bilanço dışı izlendiği için tam tutar bilinmemekle birlikte DİBS dışında da 5-10 milyar dolar karşılığı bir tutar olduğu tahmin ediliyor. Yani yabancının “Şapkamı aldım gidiyorum” diyerek yarın çıkarmak isteyebileceği toplam döviz en fazla 30 milyar dolar civarında. Bu tutarın tümünün çıkarılmak istenmeyeceği de ortada.

Ya yerli yatırımcı dövize dönmek isterse?

Asıl tehlike öyle anlaşılıyor ki yurt dışı yerleşiklerden gelmez; asıl tehlike yurt içi yerleşiklerin Türk parasına döndürdükleri birikimlerini dövize çevirmeye yönelmeleri durumunda yaşanır. Çünkü Türk vatandaşlarının birikimi çok daha fazla. Sırayla gidelim...

■ Yüksek faiz ve bir anlamda vadesiz olmaları para piyasası fonlarının cazibesini çok artırdı. Para piyasası fonlarının büyüklüğü şubat sonu itibarıyla 1 trilyon 456 milyar lira, yani 40 milyar dolar. Bu fonların nasıl büyük bir ivmeyle arttığını görmek için geçmişe ilişkin iki tutar vereyim. Para piyasası fonları 2023 sonunda 148 milyar, 2024 sonunda 1 trilyon 342 milyardı.

■ Bankalarda gerçek kişilere ait vadesiz mevduat ocak ayı itibarıyla 941 milyar, bir aya kadar vadeli mevduat 582 milyar, bir-üç ay arası vadeli mevduat 3,5 trilyon lira düzeyinde. Ancak bankalarda bir aylık diye açılan genellikle 32 gün vadeli olan hesaplar bir-üç ay vadeli grubunda yer alıyor. Hem zaten 582 milyar ve 3,5 trilyon liralık tutarlar, bir ay vadeli olarak açılan hesapların ağırlıkla nerede tutulduğunu gösteriyor.

■ Bankalardaki vadesiz ve bir ay vadeli hesaplar her an dövize döndürülebilir. Gerçek kişilere ait bir-üç ay arası vadeli 3,5 trilyon mevduatın vade dağılımını bilmiyoruz ama 3,5 trilyonun üçte birinin 32 gün vadeli olduğunu varsaysak, bu tutar yaklaşık 1,2 trilyon eder. Bu para da elde edeceği faizden vazgeçip kârlı gördüğü takdirde her an dövize dönebilir.

■ 941 milyar vadesiz, 582 milyar bir aya kadar vadeli ve 1,2 trilyon bir-üç ay arası vadeli... Toplayalım; 2,7 trilyon lira eder.

■ Dövizde bir atak yaşanacağının tahmin edilmesi durumunda bu tutarın da üçte birinin, yani 900 milyarının dövize yöneldiğini varsayalım. Bu tutarın döviz karşılığı da yaklaşık 25 milyar dolar.

■ Para piyasası fonlarından gelmesi muhtemel toplam tutar 40 milyar. Mevduattan “iskonto” edilmiş halde gelebilecek talep ne kadar, 25 milyar; topladık mı sonuç 65 milyar.

■ Yabancıların olabilecek toplam talebi 30 milyar dolar, yerlilerden gelebilecek talep yaklaşık 65 milyar dolar.

Korkulması gereken kim?

Tutarlar böyle... Şimdi o soruyu bir kez daha soralım: “Dövize dönerler diye en çok yabancılardan mı korkmalı, yerli yatırımcıdan mı?” Ek bir soruyla şöyle devam edelim: “Dövizin artacağı konusunda daha tetikte olanlar yabancılar mı, yerliler mi?” Bu soruyu daha da basitleştirelim: “TL’nin değeri konusunda kim daha profesyonelce, kim amatörce yaklaşır?

•    Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve borsagundem.com.tr’nin editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: ekonomim.com