Geçtiğimiz hafta Güney Kore'de, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un sıkıyönetim ilan etmesi ve daha sonra sıkıyönetimin parlamento tarafından oylanıp kaldırılması ülkede tansiyonun önemli şekilde artmasına neden oldu.
Güney Kore'deki siyasi belirsizliklerin ardından Merkez Bankası, istikrarı sağlamak için gerektiğinde kısa vadeli likiditeyi artıracağını ve döviz piyasalarında "aktif" adımlar atacağını bildirdi.
Maliye Bakanı ise "Hisse senetleri, tahviller, kısa vadeli para piyasası ve döviz piyasasına, tam normale dönene kadar, sınırsız likidite enjekte edeceğiz." açıklamasında bulundu.
Güney Kore Merkez Bankası Başkanı Rhee Changyong, ülkede sıkıyönetim kargaşasının piyasalarda oynaklığı tetiklediğini belirterek, yeni şoklar yaşanmadığı takdirde oynaklığın kademeli olarak azalacağına yönelik iyimserliğini dile getirdi.
Kuzey Kore'nin Rusya ile haziran ayında imzalanan ve taraflardan birine yönelik dış saldırı durumunda karşılıklı yardımlaşmayı da içeren Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın resmi olarak yürürlüğe girdiğini açıklaması da bölge genelinde jeopolitik risklerin artabileceği kaygılarını besliyor.
Geçen hafta Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 3,4'te sabit bırakırken, Japonya'nın yüzde 0,3 daralacağını öngördü. Çin tarafında ise ülke ekonomisinin yüzde 4,9 büyüyeceği tahmin edilirken, gelecek yıl büyüme beklentisi yüzde 4,7'ye çıkarıldı.
Bu gelişmelerle haftalık bazda Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 2,33, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 2,28 ve Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,31 değer kazanırken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,13 düştü.
Gelecek hafta pazartesi Japonya'da büyüme, Çin'de enflasyon, çarşamba Japonya'da ÜFE, cuma günü Japonya'da sanayi üretimi ile kapasite kullanım oranı takip edilecek.