TÜİK’in Ücretli Çalışan İstatistikleri Şubat 2024 haber bültenine göre Türkiye’de 2024 yılı itibarıyla sanayi, inşaat ve ticaret – hizmet sektörlerinde ücretle çalışanların sayısı 15,1 milyon kişi. Merkez Bankası ve DİSK-AR verilerine göre bunların yarısının, yani 7,5 milyon kişinin, asgari ücretle çalıştığı tahmin ediliyor.
Türkiye’de ücretle çalışanların sayısı 16 milyon. Asgari ücret artırıldığı zaman bu artış asgari ücretlilerle sınırlı kalmıyor, bütün ücretler buna göre artıyor. Ayrıca 9 milyon da emekli var. Demek ki asgari ücret artırıldığında 25 milyon kişinin ücretlerinde çeşitli artışlar yapılması söz konusu oluyor.
Türk-İş, her ay dört kişilik bir aileyi esas alarak açlık ve yoksulluk sınırı hesaplaması yapıyor. Açlık sınırı yalnızca gıda harcamaları esas alınarak, yoksulluk sınırı ise gıda harcamasına ek olarak giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar da işin içine katılarak hesaplanıyor. Bu şekilde yapılan hesaplamalara göre dört kişilik bir aile için bu yılın Mayıs ayına ilişkin açlık sınırı 18.969 TL/Ay, yoksulluk sınırı ise 61.789 TL/Ay olarak açıklandı.
Halen yürürlükteki asgari ücret 17.002 lira. Bu durumda Mayıs 2024 itibarıyla asgari ücret açlık sınırının 1.967 lira, yoksulluk sınırının ise 44.787 lira altında bulunuyor. Dört kişilik bir ailede iki kişinin asgari ücretle çalıştığını düşünürsek aile geliri aylık olarak 34.004 liraya yükselir, bu gelir aile için hesaplanan yoksulluk sınırının 27.785 lira altında kalır. Bu ailenin yoksulluk sınırını aşabilmesi için dört ferdinin de çalışması gerekiyor. Çocukları küçük olan ya da eğitimde olan bir aile için bu mümkün olamayacağı için bu aile yoksulluk sınırı altında yaşamaya devam edecek demektir.
Asgari ücret artışı enflasyon yaratır mı? Özellikle enflasyonun çok yüksek düzeylere çıktığı son üç yılda çok tartışılan bu konuda iktisatçılar ikiye ayrılmış durumda. Kimileri enflasyona etki etmez diyor, kimileri enflasyonu artırır diyor.
Gelir iki şekilde kullanılır: Tüketim ve tasarruf. Asgari ücretliler ve emeklilerin tasarruf yapması bu koşullarda mümkün olmayacağına göre ücret artışı sonucunda toplam sayısı 16,5 milyonu bulan emekli ve asgari ücretlilerin ellerine geçen bütün parayı tüketime harcamaları söz konusu olacaktır. Tüketim harcamalarının artması talebin artmasına o da enflasyonun artmasına yol açacaktır. Asgari ücret artarsa enflasyon artmaz demek ekonomi bilimine aykırı bir tezdir. Türk toplumu bilime aykırılığa o kadar alıştı ve bu tavrı o kadar benimsedi ki bilim insanları arasından “faiz neden enflasyon sonuçtur” yaklaşımını doğru bulup destekleyenler çıktı. Onun için burada da asgari ücret artışının enflasyon yaratmayacağını söyleyenlere çok şaşırmamak lazım.
Gelelim işim öteki yanına. Enflasyon artacak diye açlık sınırının yaklaşık 2 bin lira, yoksulluk sınırının da yaklaşık 28 bin lira altındaki asgari ücreti ve onun bile altındaki emekli ücretlerini artırmayalım demek mümkün mü? Ya da bu insanlara “biz enflasyonu düşürünce sorun kökten çözülecek sıkın biraz dişinizi” demek? Gerçi bunu söylemenin mümkün olduğunu Türkiye’de yaşayarak görüyoruz.
Asgari ücret ve emekli maaşlarının artırılmasının enflasyonu etkileyeceğini reddetmek bilime aykırıdır ama enflasyonun böylesine arttığı bir yerde asgari ücret ve emekli maaşı alanlara ücret artışı yapmamak insanlığa aykırıdır. Bu iki konuyu birbirinden ayıralım.