Ekonomi

Alman enstitüleri ülke ekonomisinin küçülmeye devam ettiğini değerlendiriyor

Ekonomi Araştırma Enstitüsünün (Ifo) de içinde yer aldığı beş ekonomi düşünce kuruluşu, ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerini güncelledi

Alman enstitüleri ülke ekonomisinin küçülmeye devam ettiğini değerlendiriyor

- Beş ekonomi düşünce kuruluşunun hazırladığı rapora göre, bu yıl için GSYH büyüme tahmini yüzde 0,1'den yüzde eksi 0,1'e çekildi
- Düşünce kuruluşları, ülke ekonomisinin gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini de yüzde 1,4'ten yüzde 0,8’e düşürdü.

Almanya'nın önde gelen beş ekonomi düşünce kuruluşu, 2024’te Alman ekonomisinde bir resesyon öngörerek, bu yıl için ülkenin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde 0,1’den yüzde eksi 0,1'e indirdiklerini bildirdi.

Ekonomi Araştırma Enstitüsünün (Ifo) de içinde yer aldığı beş ekonomi düşünce kuruluşu, ekonomiye ilişkin martta paylaştıkları 2024-2025 ve 2026’yı kapsayan büyüme tahminlerini güncelledi.

Kuruluşların ortak hazırladığı "Geçiş Sürecindeki Alman Ekonomisi-Zayıf İvme, Düşük Potansiyel Büyüme" adlı rapora göre, bu yıl için GSYH büyüme tahmini yüzde 0,1'den yüzde eksi 0,1’e çekildi.

Kuruluşlar, ekonominin gelecek yıl için büyüme tahminini de yüzde 1,4'ten yüzde 0,8’e düşürdü. 2026'da ise yüzde 1,3 büyüme öngörüldü.

İstihdam edilen kişi sayısının bu yıl 46 milyon 11 binden 46 milyon 176 bine çıkacağını öngören kuruluşlar, işsizliğin 2024'te yüzde 5,7'den yüzde 6’ya yükseleceği tahmininde bulundu.

İşsizliğin bu yıl ılımlı bir artışla 2,77 milyon kişiye çıkması beklenirken, 2025 için hafif bir artış öngörüldü. Yıllık enflasyonun bu yıl yüzde 5,9'dan yüzde 2,2’ye ineceği, gelecek yıl için ise yüzde 2’ye düşeceği tahmin edildi.

Düşünce kuruluşlarının yaptığı ortak açıklamada, "Alman ekonomisi 2 yılı aşkın bir süredir durgunluk içinde. Önümüzdeki yıl yavaş bir toparlanmanın başlaması muhtemel ancak ekonomik büyüme öngörülebilir gelecekte koronavirüs öncesi trendine dönmeyecek." ifadesi kullanıldı.

Yapısal değişim ve ekonomik gerilemenin örtüşen etkilerinin özellikle imalat sektöründe kendini gösterdiği belirtilen açıklamada, özellikle sermaye malları üreticileri ve enerji yoğun sanayilerin bundan etkilendiği kaydedildi.

Alman şirketlerin rekabet güçlerinin yüksek enerji maliyetleri ve Çin'den gelen yüksek kaliteli sanayi mallarının artan rekabeti nedeniyle zarar gördüğü vurgulanan açıklamada, “Ekonomi açısından imalat sanayi de küresel sanayi sektörünün zayıflaması ve buna bağlı olarak yeni siparişlerin gelmemesi ile mücadele etmektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

- Çin’den gelen rekabet

Rapora göre, yatırımlarda süregelen zayıflık, imalat sektöründeki sorunların bir belirtisi olarak görülüyor.

Faiz oranlarının sürekli yüksek seyretmesi ve ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin artmasının, şirketlerin yatırım faaliyetlerini ve hanehalkının satın alma eğilimini olumsuz etkilediği aktarılan raporda, hanehalkının paralarını yeni konutlara ya da tüketim mallarına harcamak yerine giderek daha fazla tasarruf ettiği belirtildi.

Raporda, “Ekonomide geçici toparlanma, reel harcanabilir gelirlerdeki güçlü büyüme ile desteklenecek olan özel tüketimdeki canlanmadan kaynaklanmaktadır. Komşu Avrupa ülkeleri gibi önemli satış pazarlarındaki toparlanma Alman dış ticaretini destekleyecektir. Daha elverişli finansman koşullarıyla birlikte bu durum sabit varlıklara yapılan yatırımlara fayda sağlayacaktır.” ifadeleri yer aldı.

DIW Tahmin ve Ekonomi Politikaları Başkanı Geraldine Dany-Knedlik, ekonomik gerilemenin yanı sıra Alman ekonomisinin yapısal değişimden de etkilendiğini vurgulayarak, "Çin'den gelen şirketlerle daha güçlü rekabetin yanı sıra karbonsuzlaştırma, dijitalleşme ve demografik değişim Alman ekonomisinin uzun vadeli büyüme beklentilerini azaltan yapısal uyum süreçlerini tetikledi." değerlendirmesinde bulundu.

- Rapor, Alman hükümetinin ekonomik tahmini için temel teşkil ediyor

Alman ekonomisine ilişkin rapor, Münih merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW), Halle Ekonomik Araştırma Enstitüsü (IWH), RWI Leibniz Ekonomik Araştırma Enstitüsü ve Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (DIW Berlin) tarafından hazırlandı.

Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı adına yılda iki kez yayınlanan rapor, Alman hükümetinin ekonomik tahmini için temel teşkil ediyor, bu da kamu bütçelerinin hazırlanması için zemin oluşturuyor.

- Alman ekonomisi yeniden resesyona girme riskiyle karşı karşıya

Alman ekonomisi, artan faiz oranları ile konjonktürel rüzgarların ve yapısal değişikliklerin ortasında büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

Almanya Merkez Bankası, 3. çeyrekte daha düşük büyüme beklerken, Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü de (Ifo) 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor.

Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor. Almanya, 10 yıllık iyi bir ekonomik büyümeden sonra salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

Alman hükümeti, ekonomide bu yıl yüzde 0,3'lük büyüme bekliyor.

Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'ten sıfıra düşürmüştü.

- Alman iş modelleri artık işe yaramıyor

Öte yandan, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Avro Bölgesi'nde yükselen enflasyona karşı artan faiz oranları, Alman şirketlerin yatırım yapma arzusunu frenlerken, Çin ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin, Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi Avrupa'nın en büyük ekonomisinin resesyondan uzaklaşmasını zorlaştırıyor.

Yapısal sorunların da ekonomiyi frenlediği Almanya'da, bir zamanlar oldukça başarılı olan "Ucuz enerji ve ara malı ithal et, bunları işle ve yüksek kaliteye sahip mal olarak 'Made in Germany' algısıyla pahalı bir biçimde ihraç et" başlıklı iş modelinin artık işe yaramadığı belirtiliyor.

Ayrıca Doğu Avrupa'da ucuz taşeronlar bulunması, Çin'e sürekli artan ihracat ve ülke savunmasının ABD'ye yaptırılması da ülkeye yardımcı olmuyor.

Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son dönemde yaşanan çok sayıda kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, ülkenin, jeopolitik sorunlar, iklim değişikliği, durgun ekonomi ve demografik zorlukların üstesinden gelme konusunda birtakım sorunlarla karşı karşıya bulunması da dikkati çekiyor. Almanya'nın hala "kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında da ezildiği" belirtiliyor.

Bu arada, Alman sanayisinin gittikçe zayıflaması, Çinli şirketlerin teknolojik olarak arayı kapatması ve hatta Uzak Doğulu şirketlerin yenilebilir enerji ve otomotiv de Almanları geride bırakması Almanya'da "Çin Şoku" olarak tartışılıyor.