“Yüzde 22 de neyin nesi” diye düşünebilirsiniz…
“Hem de koskoca bir yıllık dönemin hedefi, öyle mi” diyerek müstehzi bir ifadeyle inandırıcı bulmayabilirsiniz. Ve tabii ki en önemlisi “Bu kimin hedefi ya da tahmini” diye sorabilirsiniz.
Sondan başlayayım. Bu oran Merkez Bankası’nın resmi tahminini yansıtıyor. Şaşırmayın, evet Merkez Bankası’nın resmi tahminini…
Bu yılın nisan ayından gelecek yılın mart ayı sonuna kadar olan bir yıllık dönemin resmi enflasyon tahmini işte bu düzeyde, yalnızca yüzde 22!
“Bu oran nerede yazıyor, hem hiç dile getirilmedi ki” diyebilirsiniz, haklısınız. Evet, bu oran hiçbir yerde yazmıyor; ancak birkaç basit işlemle bu oranı hesaplamak çok kolay.
Herkesin hesaplayabileceği bu oranı ekonomi yönetimi, yani Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası bilmiyor olabilir mi, tabii ki hayır, bilmemeleri mümkün mü?
Peki niye bu oranı hiç dile getirmiyor, niye “Bakın enflasyon böyle gerileyecek” diye anlatmıyorlar, anlatmaya niyetlenmiyorlar?
Yanıt çok basit!
Çünkü bu oranın gerçekleşeceğine inanmıyorlar ki!
Eğer inansalardı, çok uzak bir gelecek olarak görülen 2026 sonu için tek haneli enflasyondan söz etmek yerine “Vatandaşı (yerel halk denilmesi ayrı bir konu) enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor” derken daha çarpıcı olan bu yüzde 22’yi kullanırlardı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’deki konuşmasında “locals” şeklinde dile getirdiği ve karşılığı “yerel halk” olan ifadeye gelince… Bu uluslararası toplantılarda “yerleşik” olanlar anlamında kullanılan bir kavram. Şimşek meramını bu kelimeyi kullanmadan da anlatabilirdi, yaptığı özensizlik. Ama bu kelimeye odaklanmak da işin özünü kaçırmak olur.
Adım adım yüzde 22
Nisandan itibaren olan bir yıllık dönemdeki enflasyon hedefinin (bunu tahmin diye de niteleyebiliriz) nasıl yüzde 22 olduğuna gelince…
Bu oranı tümüyle Merkez Bankası verilerine dayanarak hesapladığımı bir kez daha belirteyim.
Şimdi; bu yılın enflasyon tahmini yüzde 36, ilk üç aydaki gerçekleşme yüzde 15, dolayısıyla kalan dokuz ay için yüzde 18 artış bekleniyor demektir.
2025’in yıllık enflasyon tahmini olan yüzde 14 için her ay aynı oranda gerçekleşme olacağı varsayımına göre aylık artış yüzde 1.1 düzeyinde oluşacaktır. Bu durumda 2025’in ilk üç ayındaki artış da yüzde 3.3 olur.
Bu yılın son dokuz ayındaki yüzde 18’e, 2025’in ilk üç ayındaki yüzde 3.3’ü eklersek yıllık oran olarak yüzde 22’yi buluruz.
İşte yüzde 22 yıllık enflasyon budur. Eğer Merkez Bankası’nın tahmini tutarsa Nisan 2024-Mart 2025 döneminde TÜFE artışı yüzde 22 düzeyinde kalacaktır.
Bu yılın kalan dokuz ayında yüzde 18’de kalınamaz, 2025’te de aylık oranları yüzde 1’lere doğru çekmek mümkün olmazsa tabii ki önümüzdeki bir yılın oranı da yüzde 22’nin üstüne çıkar. Ama şu an mevcut olan tahmine göre Nisan 2024-Mart 2025 döneminin resmi enflasyon tahmini yüzde 22’dir.
Niye anlatmıyorsunuz?
Hani vatandaşı enflasyonun düşeceğine ikna etmekten söz ediliyor ya… Elde böyle bir malzeme, böyle bir oran var; buyurun bu oranı anlatın, niye anlatmıyorsunuz?
3 Temmuz’da yıllık enflasyon gerileyecek demek kolay. Herkes biliyor artık baz etkisiyle yıllık oranın hızla gerileyeceğini.
2026’da tek haneyi yakalayacağız demek de kolay. Tek hane zaten sakız gibi sürekli dile getiriliyor ama kimse de inanmıyor.
İddialı hedef mi, buyurun işte ortada yüzde 22 var. Hadi söylesenize “3 Nisan 2025 Perşembe günü yapılacak açıklamada yıllık enflasyonu yüzde 22 olarak göreceğiz” diye.
Siz de inanmıyorsunuz değil mi yüzde 22’ye. İnanmadığınız ve gerçekleşebilir görmediğiniz oranı da dile getiremiyor, savunamıyorsunuz. Yapılan ne? Bu oranı görmezden, bilmezden gelmek; en iyisi susmak!
Vatandaş inansa bankaların önünde kuyruk oluşur
Ekonomi yönetimi yüzde 22’lik yıllık oran beklentisini yarım ağız bile dile getirmekten kaçınıyor. Bir inanabilseler, söyleyecekler de!
Öngörülere göre önümüzdeki bir yılda oluşacak enflasyon yüzde 22 ve bu orana öncelikle ekonomi yönetiminin inanması gerekiyor. Gerekiyor ki vatandaşı enflasyonun düşeceğine ikna edebilsin. Elde böylesine somut ve bazı kararlar almak için çok önemli bir oran varken bu niye kullanılmıyor öyleyse? Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz.
Bu orana, bu oranı ortaya koyanlar bile inanmıyor.
Hem zaten bu oran dile getirilse ve vatandaşın değil hepsi bir kısmı bile buna inansa bankaların önünde şimdiki faiz oranlarından hesap açtırmak isteyenler kuyruk oluşturur.
Faiz yüzde 70’e dayandı
Bir ay vadeli mevduatın yıllık bileşik net getirisi yüzde 70’e yaklaştı. Merkez Bankası’nın tüm bankaların ortalama faizini gösteren verilerine göre 12 Nisan itibarıyla bir ay vadeli mevduatın yıllık bileşik faizi yüzde 65.85 düzeyinde. Bu ortalama oran, dolayısıyla daha yüksek faiz veren bankalar da var.
Şimdi, yüzde 65-70 getiri nere, yüzde 22 enflasyon nere!
Hadi enflasyon öngörüsünde bir kat sapma olsun, bu durumda bile yüzde 44’lük enflasyona karşılık yüzde 70’e yakın faiz var demektir.
“Enflasyon yavaş yavaş düştükçe bu faiz de aşağı çekilir, bir yılda yüzde 70 faiz alınamaz” denilebilir, bu görüş doğrudur da. Biraz daha düşük faize razı olup o faizi garanti altına almak isteyenler örneğin bir yıl vadeli hesap açtırıp yine iyi bir faiz alabilir. Yine Merkez Bankası verilerine göre bir yıl vadeli mevduatın tüm bankalar ortalamasındaki faizi de 12 Nisan itibarıyla yüzde 48.23 düzeyinde. Yani bir yıl vadeliyi tercih edenler de yüzde 50 faiz alabilecek durumda.
O güvensizlik yok mu o güvensizlik!
Ama bu faizlerin reel getiri sağlayabilmesinin çok temel bir koşulu var, o da belli.
Önümüzdeki bir yıldaki enflasyonun (öngörülene göre) yüzde 22’de kalması gerekiyor. Hadi bir kat sapma olsun, yüzde 44’te.
İşte buna bir inanabilsek!
İşte buna inanmamızı bir sağlayabilseler!
Vatandaşa “Hadi enflasyonun düşeceğine ikna olun demekle” olmuyor! İcraat lazım icraat!
Bugüne kadar kamunun israfına hiç dokunulamamış ve enflasyonla mücadele adına parayı kısmaktan başka bir şey yapılmamış, ufukta da bir önlem görünmüyor.
İşin içinde olanlar bile enflasyonun gerçekten düşeceğine inanmayan bir görüntü sergilerken vatandaş bu yöndeki vaatlere niye inansın ki?