Küresel piyasalarda, açıklanan makroekonomik verilerin ardından, gözler gelecek hafta ABD'de açıklanacak istihdam verilerine çevrildi.

Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin soru işaretleri varlığını korusa da son dönemde açıklanan makroekonomik veriler endişelerin sınırlı kalmasına yardımcı oluyor.

Küresel piyasalarda da ABD ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3 ile beklentiler dahilinde büyümesinin ardından ABD Merkez Bankasının (Fed) enflasyonla mücadeleyi "yumuşak iniş" ile sonlandırabileceği ve ekonomiye zarar vermeyeceği öngörüsüyle geçen hafta pozitif bir seyir izlendi.

Buna ek olarak, yılın ikinci çeyreğinde kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış tahminlere paralel olarak yüzde 2,5 olurken, gıda ve enerji harcamalarının hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış da yüzde 2,8 olarak korundu.

ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da 21 Eylül ile biten haftada 218 bine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Analistler, işsizlik maaşı başvurularının yaşanan beklenmedik düşüşe karşın işten çıkarmaların hala düşük seviyede kaldığına işaret ettiğini ve iş gücü piyasasının durumuna ilişkin endişeleri azaltabileceğini belirtti.

ABD'de, imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), eylülde aylık 0,9 puan azalarak 47 ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Endeks, 15 ayın en düşük seviyesini kaydetti.
Hizmet sektörü PMI da aynı dönemde 0,3 puan azalışla 55,4'e gerilemesine karşın öngörülerin üzerinde gerçekleşti.

Ülkede, kişisel tüketim harcamaları, ağustosta aylık yüzde 0,2 ile beklentilerin altında artış kaydetti. Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de ağustosta aylık yüzde 0,1 ve yıllık yüzde 2,2 ile beklentilerin altında arttı.

Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı, gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de ağustosta aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda yüzde 2,7 arttı.

Endeksteki yıllık değişim piyasa beklentisine paralel gerçekleşirken, artışın aylık bazda yüzde 0,2 olacağı tahmin ediliyordu.

Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da piyasaların odağında olmaya devam ederken Fed Başkanı Jerome Powell, geçen haftaki konuşmasında para politikası ve ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmede bulunmadı.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook yaptığı açıklamada, Fed'in yaptığı 50 baz puanlık faiz indirimini tüm kalbiyle desteklediğini belirterek, "Politika konusunda gelen verileri, gelişen görünümü ve risk dengesini dikkatle inceleyeceğim." ifadesini kullandı.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Adriana Kugler de Fed'in faiz kararını güçlü bir şekilde desteklediğini belirterek, "Enflasyondaki ilerleme beklediğim gibi devam ederse, ek kesintileri destekleyeceğim." dedi.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, bankanın faiz indirimi döngüsünü büyük bir hamleyle başlatmasının, enflasyon ve istihdam arasındaki risklerin daha dengeli hale gelmesiyle faiz oranlarının nötr seviyelere yaklaşmasına yardımcı olacağını aktardı.

Enflasyondaki ilerleme ve iş gücü piyasasındaki soğumanın tahmin ettiğinden çok daha hızlı olduğunu ifade eden Bostic, para politikasının düşündüğünden daha erken normalleşmesini öngördüğünü söyledi.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise iş gücü piyasasını korumak ve ABD ekonomisini desteklemek için faiz oranlarının önemli ölçüde düşürülmesi gerektiğini kaydetti.

Enflasyonda yüzde 2'ye düşüş seyrinde olunduğu konusunda güven kazandıkça istihdama yönelik risklere odaklanılması gerektiğini belirten Goolsbee, "Bu muhtemelen gelecek yıl çok daha fazla faiz indirimi anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Resesyon endişelerini hafifleten makroekonomik veriler sonrası kasım ayında Fed'in 50 baz puan indirim yapacağına yönelik beklentiler yüzde 53'e gerilese de güçlü kalmaya devam etti.

Sene sonuna kadar Fed'in 75 baz puanlık indirim yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Öte yandan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), dünya çapında dezenflasyon sürecinin devam etmesi, reel gelirlerin iyileşmesi ve birçok ekonomide para politikasının daha az kısıtlayıcı olmasının talebi destekleyeceği beklentisiyle küresel ekonomide bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 0,1 yukarı yönlü revize ederek yüzde 3,2'ye yükseltti.

Rapora göre, ABD'de ekonomik büyümenin yavaşlaması ancak para politikasındaki gevşemeyle desteklenmesi beklenirken, bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 2,6 ile değişiklik göstermedi. OECD, ABD ekonomisine ilişkin 2025 büyüme tahminini ise mayıstaki öngörüsüne göre yüzde 0,2 aşağı yönlü revize ederek yüzde 1,6'ya çekti.

Bu arada uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, İsrail'in kredi notunu "A2"den "Baa1"e düşürürken, ülkenin kredi notu görünümünü negatifte tuttu.

Analistler, gelecek hafta istihdam raporundaki verilerin yatırımcıların odağında olacağını belirterek, özellikle tarım dışı istihdam verisinden alınacak sinyallerin Fed’in gelecek dönem politikalarına ilişkin ipucu verebileceğini söyledi.

Bu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı 3 baz puan artışla yüzde 3,75'ten tamamladı. Dolar endeksi, yüzde 0,4 azalışla 100,4 seviyesine indi.

Altının ons fiyatı gördüğü en yüksek seviyeyi 2.685,61 dolara taşırken, haftayı yüzde 1,4 artışla 2.658,3 dolardan tamamladı. 32,714 dolarla Ocak 2013'ten bu yana en yüksek seviyesini test eden gümüşün ons fiyatı geçen hafta yüzde 1,5 yükselişle 31,6 dolara çıktı.

Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 2,8 azalışla 71,9 dolara geriledi.