Küresel piyasalarda, geçen hafta ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin temkinli açıklamaları ve ABD’de açıklanan verilerin ardından karışık bir seyir izlenirken, gözler gelecek hafta ABD’de açıklanacak istihdam verilerine çevrildi.
Fed’in gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin belirsizlikler geçen hafta küresel piyasalarda etkili oldu.
ABD’de son dönemde açıklanan veriler karışık sinyaller verirken, Fed yetkililerinin politika faizini düşürmek için aceleci davranmayacaklarına yönelik açıklamalarının devam etmesi, pay piyasalarında yatırımcıların “bekle-gör” tutumunu benimsemesine neden oldu.
Analistler, Fed yetkililerinin enflasyonun yavaşlamasına dair daha fazla kanıt görmek istediklerini anımsattı.
Gelecek hafta istihdam raporundaki verilerin yatırımcıların odağında olacağını aktaran analistler, özellikle tarım dışı istihdam verisinden alınacak sinyallerin FED’in gelecek dönem politikalarına ilişkin ipucu verebileceğini söyledi.
Analistler, FED’in enflasyonda iyileşme sağlansa da henüz istenilen noktada olunmadığını hatırlatarak, iş gücü piyasasından alınacak olası soğuma sinyallerinin bankanın politika alanını rahatlatabileceğini ifade etti.
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, enflasyonda daha iyi verilerin, faiz oranlarının çok yüksek olup olmadığı sorusunu gündeme getireceğini dile getirdi.
Goolsbee, “Enflasyonda geçen ay gördüğümüz gidişat sürerse ve buna reel ekonominin diğer bazı kısımlarında yavaşlama koşulları da eklenirse, o zaman bu kadar kısıtlayıcı kalıp kalmayacağımızı sorgulamaya başlamanız gerekir.” ifadesini kullandı.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de enflasyon konusunda çok ilerleme kaydettiklerini ancak hala yapılacak iş olduğunu vurguladı.
Enflasyonun tahmin edilenden daha yavaş düştüğü ortaya çıkarsa, politika faizini daha uzun süre yüksek tutmanın uygun olacağını söyleyen Daly, enflasyon hızla düşerse veya iş gücü piyasası beklenenden daha fazla yumuşarsa da faiz oranını düşürmek gerekeceğini belirtti.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman, son verilerin enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düştüğünü gösterse de henüz faiz oranını düşürmenin uygun olduğu noktada bulunmadıklarını ifade etti.
Enflasyondaki ilerlemenin duraklama noktasına gelmesi veya tersine dönmesi halinde faiz oranını yükseltmeye açık olduğunu dile getiren Bowman, bu yıl ABD’de politika faizinde herhangi bir düşüş öngörmediğini söyledi.
Söz konusu gelişmelerin ardından para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in eylülde faiz indirimine başlama ihtimali yüzde 62 ve kasımda yüzde 81’de bulunuyor.
Geçen hafta ayrıca ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump ilk açık oturumda karşı karşıya geldi. Analistler, kamuoyunda Trump’ın Biden’dan daha iyi bir performans sergilediği izleniminin hakim olduğunu ifade etti.
Tüm bu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta yaklaşık 13 baz puan artarak yüzde 4,38’e çıkarken, dolar endeksi yatay seyirle haftayı 105,9 seviyesinden tamamladı.
Altının ons fiyatı, yüzde 0,3 artışla 2 bin 326 dolara yükseldi.
86,11 dolarla 30 Nisandan bu yana en yüksek seviyeyi gören Brent petrolün varil fiyatı ise artan jeopolitik risklerin de etkisiyle haftayı yüzde 0,6 yükselişle 84,9 dolardan haftayı tamamladı.
Kripto para piyasalarında da oynaklık göze çarparken, 58 bin 410 dolara kadar gerileyen Bitcoin daha sonra 60 bin doların üzerinde dengelendi.
Analistler, Bitcoin ve diğer kripto para birimlerindeki değer kayıplarının Mt. Gox borsasının 2014’te çalınan varlıkları sahiplerine dağıtacağını açıklaması nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
Artık faaliyet göstermeyen Mt. Gox borsasının yaklaşık 10 milyar dolar değerindeki kripto varlıkları gelecek haftadan itibaren sahiplerine dağıtması beklenirken, bu varlıkların en azından bir kısmının satılacağı öngörülüyor.